• AMENHOTEP II, Giza Piramitleri'ni Anarken!

    II. AMENHOTEP'in rölyefi, Luksor MüzesiAMENHOTEP II'nin rölyefi, Luksor Müzesi (Oriinali). Majesteleri burada Sfenks Stelası'na göre tasvir edilmiştir. O genç bir adam olarak atletik yetenekleriyle tanınıyordu. En büyük atletik yeteneklerinden biri, dizginleri beline bağlı şekilde araba sürerken 20 RC uzaklıktaki ve 1 El genişliğindeki Asya bakırından yapılma 4 hedefi oklarıyla vurmasıydı. Sonra Majesteleri MONTU (Savaş Tanrısı) gibi arabasında göründü, yayını ve aynı anda 4 okunu tuttu. Kuzeye doğru yürüdü, savaş kıyafetinde onları MONTU gibi vurdu ve okları arkadan çıktı. (ki burada bir hedefi 5 okuyla nasıl vurduğu ve onların hedefin arkasından nasıl çıktığı resmedilmiştir). Bu, daha önceden hiç yapılmamış ya da duyulmamış bir şeydi: Bakır hedefi vuran ve yere düşen bir ok-Kral hariç...

    "Gençken Memfis'te atları yok etti ve HOR-EM-AKHET (Büyük Sfenks) Tapınağı'nda durdu. Orada (arabasıyla) dolaşırken Saygıdeğer KHUFU ve KHAFRE'nın Tapınakları'nın güzelliğine bakmak için epey bir süre harcadı. Kalbi isimlerini tutmaya can attı, ve kalbine yerleştirdi.

    Sonra Majesteleri o yeri hatırladı; kendisinin hoşlandığı HOR-EM-AKHET Piramitleri'nin komşuluğunda ve oraya bir Tapınak dikilmesini, ve kireçtaşından yapılma bir stelanın dikiminin yapılmasını emrettiği, ki içine büyük ismi AA-KHEPERU-RA yazılan, yeri. Sonsuza dek hayat verilen Sevgili HOR-EM-AKHET.", AMENHOTEP II'nin Sfenks Stelası: "Selim Hasan: The Great Pyramid of KHUFU and Its Mortuary Chapel, S. 3" ve "Selim Hasan: The Great Sphinx and Its Secrets, S. 76-77"

    Stelada geçen tüm bu olaylar AMENHOTEP II'nin, resimde görüldüğü üzere, "chariot" denilen bir çift tekerlekli ve bir çift attan oluşan arabasıyla (ki normalde tek at konulurken kendisi tahtın varisi bir Prens olduğu için bir çift atla güçlendirilerek dönemin F-35'ine dönüştürülmüştür. Bkz. "Mid-18th Dynasty Rulers, S. 10". 12 sayfada da Sfenks'in yanındaki Tapınağı görülmektedir) Memfis'ten Giza Piramitleri'ne sürdüğü gençliğinde olmuştur. O, sadece gençliğinde arşınladığı Giza Piramitleri ve Tapınakları'nı yaşlılığında tahtındayken hatırlıyor ve bunu yazdırttığı bir kireçtaşı stelasında bildiriyor. Stelada KHUFU ve KHAFRE'nın isimleri geçerken MENKAURE'nın ismi geçmez; ama MENKAURE Piramiti'ni ve Tapınağını da gördüğü açıktır. İşte bu sonuçla, AMENHOTEP II'nin döneminde Giza Piramitleri hakkında tarihi bilgilerin çok az olduğunu, dolayısıyla unutulmaya yüz tutmuş olduğunu anlıyoruz. Bu nedenle Selim Hasan, steladaki metne göre "HOR-EM-AKHET'in Piramitleri" açıklamasında bulunur (ki bu isim daha sonra THUTMOSE IV'ün "Rüya Stelası"nda da geçer. Buna göre "HOR-EM-AKHET", "Ufkun üstündeki HORUS" anlamına gelmekle birlikte "Sfenks" olarak anılır).

    Burada AMENHOTEP II'nin, kendi zamanında unutulmuş Firavunlardan KHUFU, KHAFRE (ve MENKAURE) isimlerini canlandırması, bana Eski Mısır'daki "ölen bir kimsenin adını söylemek demek, onu yaşatmak demektir" atasözünü hatırlattı. Çünkü Eski Mısır'da ölen bir kimsenin adının söylenmesiyle, o kişinin yaşadığına inanılırdı. Metinden anlaşıldığına göre, AMENHOTEP II'nin bu işi yapmadan önce bu isimleri hafızasına değil kalbine yerleştirmesi gerekiyor (Bkz. "UNAS Piramiti Metinleri"). Onun bu isimlerden hoşnut olduğunu göstermekle birlikte, Eski Mısır'da düşünme organının beyin değil kalp olduğunu gösterir (ki mumyalamada beyin ve tüm iç organlar çıkarılırken kalp yerinde bırakılıyordu). Eski Mısır'daki bu inanış daha sonra tüm Kutsal Kitaplar'a aynen geçmiştir. Yine, "Ahret" düşüncesi onlardan bize miras kalmadır (Bkz. "Büyük Piramit"). Eğer Eski Mısır'dan bize intikal eden diğer mirasları saymaya kalkarsam, korkarım ki Erbakan Hocamızın dediği gibi donumuzu bile alırlar!

    Steladan bir diğer öğrendiğimiz bilgi, AMENHOTEP II'nin, babası THUTMOSE III gibi uzun boylu ve atletik yapıya sahip şampiyon bir sporcu olduğudur (Bkz. Yukarıdaki rölyefin altındaki açıklamalara). Yani onlar (AMENHOTEP III, AMENHOTEP II, THUTMOSE IV) babadan kalma genetik bir miras olarak hepsi "Şampiyon Firavun" idiler. Aynı şekilde, Agon Rodriguez'in hazırladığı şu çalışmada görüldüğü üzere KHAFRE ve MENKAURE da şampiyon idiler:

    Daha sonra AMENHOTEP II'nin Giza Piramitleri'ndeki bu çoşkusu oğlu THUTMOSE IV'e geçti ve o da, Büyük Sfenks'in altında gördüğü bir rüya sonucu kral olacağını öğrenince, Sfenks'in pençelerinin arasına "Rüya Stelası"nı diktirtti (Bkz. "Sfenks'in Gözleri/Bölüm 3: Adı Olmayan Dünya Harikası/Sfenks'in Gözü", S. 282-289.

    Linki tıkladığınızda karşınıza steladan alınma şu metin çıkar:

    "Bana bak, başını kaldır ve gözlerini bana çevir, oğlum THUTMOSE. Ben senin baban AA-KHEPERU-RA-ATUM'um. Sana hükümdarlık... Mısır'ın zenginliklerini vermek istiyorum. Bütün ülkelerin vereceği haraçlar da senin olacak. Uzun yıllardan beri yüzün sana çevrili, kalbim de seninle dolu. Üstünde durduğum çölün kumu beni sıkıyor. Dileğimi yerine getireceğine söz ver..."

    Fakat bu metindeki, dini metinlerdeki gibi, THUTMOSE IV ile konuşan Sfenks'i (AMENHOTEP II) idrak etmek kolay değildir. Ben size bunu şu şekilde çevireyim: Her bir Firavun hem bir Tanrı hem de bir Kral yani Tanrı-Kral (God King) olduklarından Sfenks'in yani AMENHOTEP II'nin THUTMOSE IV ile konuşmasından daha doğal ne olabilir ki!).

    KHAFRE Piramiti'nin Planı Hakkında

    Giza Piramitleri'nde sayısız soygun ve kaçak kazı yapıldı. Ama bu piramitlerin içinde hazine yoktu; hazineden daha değerli bilgi vardı. Çünkü bilginin ömrü sonsuz idi. Bu nedenle, KHAFRE ve MENKAURE Piramitleri inşaa edilirken Büyük Piramit'in Master Planı'ndan yararlanıldı. Güya yapımı tamamlanan Büyük Piramit tüm ziyaretçilere kapatılmıştı. Ama her 2 piramitin ana ve iç tasarım planlarını çıkartmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, piramit yapımcılarının her 2 piramitte sanki KHUFU'yu anmak için bir yarış halinde olduklarını gördüm.

    Peki bu nasıl oldu?

    M.Ö. 2700'lerde KHUFU'nun babası SNEFRU, Meidum ve Daşur'da olmak üzere 3 tane piramit yaptırır. Bunlardan Medium'daki piramit ve Daşur'daki Bent Piramiti mühendislik hataları yüzünden çökünce Bent Piramiti'nin kuzeyine Kızıl Piramit yapılır. İşte bunlardan "Eğik, Eğri, Yamuk, Bükük, Çifte Eğimli vs." olarak anılan ve "Bent Piramiti" olarak bilinen piramit ilkin ZOSER'in piramiti gibi basamaklı olarak inşa edilmiş ve sonra bu basamakları düz bir piramite çeviren taşlar konulduktan sonra belli bir yükseklikteyken birkaç katman çözüldü ve piramit içe-dışa doğru çökmeye başladı. Piramit yapımcıları, bu noktadan sonra eğimi düşürerek piramiti tamamlamışlardır (Bkz. "Lanetli Piramit"). Meidum'daki piramitte ise tam bir facia oldu. Bu piramit de ilkin basamaklı olarak yapılmış ve düzleştirildikten sonra kilit taşları soyulunca sadece çekirdeği kaldı. SNEFRU'nun piramit yapımcıları, bu facia üzerine 3. piramit yapımına geçtiler. Ben bu piramitte çalıştım ve piramitin batı tarafındaki azalan koridorda bu durumu bizzat gördüm. Onlar piramitteki kısmi göçmeler sonrasında bile batıdaki azalan koridoru çaresizce tamamlamaya çalışmışlar. Azalan koridor çökmeden sonra eğimi biraz artırılarak (ki eğimin değiştiği noktada herhangi bir kırıklık yoktur) tamamlanmıştır. İşte böylece Kızıl Piramit Bent Piramiti'nin 2. parçasındaki eğimi baz alınarak sağ salim tamamlandı. Yani Bent piramitinin 2. parçasındaki eğim onlar için güvenilir olmuş (ki eğim artıkça piramit yapımı zorlaşıyordu) ve mimarlık-mühendislik hataları da giderilerek Kızıl piramit yapılmıştır. Bu piramit KHUFU'nun Büyük Piramiti için bir prototip idi. Çünkü bu piramit, dünyanın ilk gerçek piramitiydi ve bu sefer düz duvarları ve bindirme tavanları (ki bunu Büyük Piramit'teki Büyük Galeri'de görebilirsiniz) kusursuz yapılmıştı.

    Peki bu piramitleri yapanlara ne oldu?

    Ölenler öldü ama sağ kalanlar yani Survivallar, bir sonraki piramit yapımında çalıştı ya da çalışamayacak durumda iseler miraslarını bir sonraki nesle aktardılar. Bu konuda 40 yıldır Giza Piramitleri'nde çalışan Amerikan arkeoloğu Mark Lehner, SNEFRU'nun Bent Piramiti'nin sadece piramit yapımını değil, bütün bir Mısır toplumunun hayatını şekillendirdiğine inanıyor ve şunu söylüyor: "SNEFRU, büyük başladı. KHUFU da, orada daha büyük bir tane yaptı."

    İşte Giza Piramitleri bu şekilde yapıldı. Yani KHAFRE Piramiti'nde Büyük Piramit'in izlerini görünce şaşırmayın. Ama yine de KHAFRE'nın piramit yapımcılarının Büyük Piramit'in içine girip, orada ölçümler yaptıklarına dair garip bir his var içimde!

    İtalyan Mimarların Peşinde Bir Ömür!

    KHAFRE Piramiti'nin planına gelince, John Legon'un 1989'daki "The Design of The Pyramid of Khaefre" ve Leon Cooper'ın 2004'teki "Ancient Egyptian Pyramid Design: The Khafre (aka Chephren) Pyramid" çalışmalarından piramit hakkında iyi-kötü bir fikrim vardı. Ama benim esas aradığım çalışma, İtalyan mimarlar Vito Maragioglio-Celeste Rinaldi'nin 1966'daki çalışmaları olan "L'Architettura delle Piramidi Menfite Parte V: Le Piramidi di Zedefra e di Chefren, TESTO&TAVOLE" idi. İnanın bana, bu parçadaki kitapları 2004'ten beri aradım ama ulaşamadım. Bu kitapları bulabilmek için bir takla atmadığım kalmıştı. Durum o kadar vahimdi yani.

    Büyük Piramit'te ilk çalıştığım zamanlarda (2004) Perring, Smyth, Petrie vb. araştırmacıların çalışmalarından yararlanır ve www.gizapyramids.org sitesinin kütüphanesinden aldığım "L'Architettura delle Piramidi Menfite Parte IV, Testo&Tavole" kitaplarını ise bu çalışmaları anlamak için kullanırdım. Yani ölçümlerde piramitteki uzunluk birimi olan RC'nin hassaslığı M ile BI arasında olduğundan Maragioglio-Rinaldi'ye güvenmem mümkün olmuyordu. Çünkü güvence için MM'lik ölçümler gerekiyordu. Örneğin Petrie, Büyük Piramit'teki Antechamber'ın girişindeki çatının uzunluğunu 52.02 BI olarak ölçerken yüzde bir İnç yani 0.254 MM'lik hassaslıkta ölçmüştür. Bu derecedeki bir hassaslıktaki ölçüm ne Petrie'den önce ne de ondan sonra yapılamadı. İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz, Petrie'nin Büyük Piramit'te aldığı 52.02 BI=1.321308 M ölçüsü KHAFRE piramitindeki yükselen koridorun girişinde ve üst azalan koridorun sonunda ya da yatay koridorun girişinde 1.32 M olarak 2 kez, hatta 3 kez geçer (Bkz. TAV. 7/fig. 1 ve TAV. 9/fig. 1. İkincisinde 1.32 M yazmaz ama yatay koridordaki kapıda alınan 1.18+0.65=1.83 M yüksekliği ve koridor sonundaki yani yükselen koridorun başındaki 51 CM'lik çatı yüksekliği gözönüne alınırsa yükselen koridorun düşeydeki yüksekliğinin 1.32 M olduğunu anlarsınız. Ayrıca yükselen koridorun ilk parçasının sonunda 1.34 M yazılmıştır ama bu da 1.32 M olacak idi). Peki, ben az önce ne demiştim? KHAFRE ve MENKAURE piramitleri yapımcılarının sanki KHUFU'yu anmak için bir yarış halinde olduklarını söylemiştim. Yani KHAFRE ve MENKAURE piramitlerinde Büyük Piramit'teki sonuçları görünce şaşırmamız gerekiyor!

    Her neyse, ben İtalyan mimarların anılan kitaplarını her yerde harıl harıl aradım ve bu girişimlerin ancak son zamanlarda sonuç vermeye başladı. Şu şansa bakın ki Meretseger'e "Facsimile of the Rhind mathematical papyrus" kitabının fiyatı için bir e-posta yollamıştım ve bana anında (03.09.2017, 21:36) yollanan yanıta göre 800-950 Euro olduğunu ama 2014 ve Temmuz 2016'da birer kopyasının satıldığını ve ellerinde hiç kopya kalmadığını bildirdiler. Bu nedenle bana T. Eric PEET'in "The Rhind Mathematical Papyrus, British Museum 10057 ve 10058" kitabını önerdiler; ama kabul etmedim. Çünkü ilkindeki baskı, kalite ve çeviriyazılar şimdiye kadar gördüğüm en mükemmeliydi. Tabii Meretseger'e üye olduğum için oradan bana düzenli e-postalar geliyordu ve bunlardan birinde "L'Architettura delle Piramidi Menfite Parte II-VIII" seti gözüme takılmıştı ama o da satılmıştı. Bu set, AbeBooks'a göre 2657.56 $ ve Nadir Kitap'ta ise 15444 TL idi (ki Nadir Kitap, bana bu setin satıldığını 10.08.2019, 15:43'te bildirdi).

    Az önce belirttiğim gibi İtalyan mimarları ilk kez 2004'te Büyük Piramit'te çalışırken anılan sitenin "All Publication (by Author)"teki "L'Architettura delle Piramidi Menfite IV, TESTO&TAVOLE" kitaplarıyla tanımıştım. Bu kitaplardaki ilk izlenimim, Maragioglio-Rinaldi'nin sanki Petrie'yi doğrularcasına çalışmalar yaptıkları yönündeydi. Ama KHAFRE ve MENKAURE Piramitleri'ndeki diğerlerinin çalışmalarının kısmi olduklarını görünce bende ister istemez bu sete sahip olma arzusu ortaya çıktı. Yani beni İtalyan mimarlarla bir araya getiren şey, işte bu zorunluktan başka bir şey değildi. Şu şansa bakın ki bu sette aradığım V ve VI. parçalardaki kitapları 18.08.2019'da Alain Dautant'ın kütüphanesinde buldum. Yakın bir zamanda II ve III parçalarındaki kitapları oradan aldığım için ara sıra kütüphaneye uğruyordum çünkü. Yani bu çalışmaları yapabiliyorsam eğer, bu, Alain Dautant sayesinde oldu ve büyük bir masraftan ve ıvır zıvır işlemlerden kurtardı. Bu nedenle Alain Dautant'a teşekkür etmeyi bir borç bilirim! Hayır, İtalyanlara teşekkür etmiyorum. Çünkü çektiğim eziyeti Maragioglio-Rinaldi gördü!

    Fakat tüm bunlardan daha ilginç olan şey ne biliyor musunuz? İtalyan mimarlar, Mısır Piramitleri'ndeki araştırma sonuçlarını 1963-1977'de "L'Architettura delle Piramidi Menfite (Memfis Piramitleri'nin Mimarisi) Parte I-VIII" adlı kitaplarına yazdılar ve bu set ilk kez Vito Maragioglio 20.02.1976'da ve Celeste Rinaldi 05.03.1977'de öldükten sonra yayınlandı. Bu arada, her ikisine de öteki tarafta rahatlıklar ve burada da bizi ışıklarıyla aydınlatmasını dilerim!

    KHAFRE Piramiti'nin Planındaki Kritik Noktalar

    Piramitin planını Maragioglio-Rinaldi'nin TAV. 6'sındaki fig. 10 Sezione S-N çiziminde "Eski Mısır Kübitine (RC) Göre KHAFRE Piramit'nin Kuzey-Güney Kesitindeki Planı, 28.04.2020, 20:06" olarak verdim (ki bu plan orijinalde LR 6'dadır). Orada sadece genel bir plan var ve oradaki her bir yapının ayrıntılı planını (yakın plan) ilerleyen günlerde vereceğim. Yani sizin oradaki verileri anlayabilmeniz için yakın planlara ihtiyacınız vardır. Örneğin bu genel plandaki alt azalan koridor için verilen sonuçlar sizi şaşırtabilir; ama yakın planda (LR 8) bu sonuçların nasıl ortaya çıktığını teker teker gösterdim. Bu nedenle içiniz rahat olsun. Buradaki kritik nokta, yükselen koridorun 2. parçasındaki bulguma göre alt azalan koridordaki 34.15 Mx(3.57 M/9.70 M)=23.99461574...~24 RC seviyesidir (ki eğer bu sonucu görmemiş olsaydım, o zaman böyle bir şeye hiç kalkışamazdım. Yani planın çıkış noktası budur).

    Fakat bu plandaki esas kritik nokta şudur: Maragioglio-Rinaldi, "TAV. 9/Fig. 1 SEZIONE S-N GUARDANDO AW" çiziminde soldaki yükselen koridorun ilk parçasının sonunda koridorun düşey yüksekliğini 1.34 M, paralelkenar şeklindeki yapının yüzünün uzunluğunu 1.23 M ve onun tepe noktasından küçük yatay koridorun zeminine kadar yaklaşık 1 M olarak ölçtüklerini bildiriyor. Bu yüksekliklerin toplamı 3.57 M iken 2. parçanın yüksekliği 3.55 M'dir. Legon, anılan çalışmasında 2. parçanın yüksekliğini 22° lik eğim açısına göre 3.63 M olarak alır. Fakat yapımcılara göre bu, 3.57 M civarında bir sonuç idi. Çünkü orada bir yapım hatası vardı. Bu hata hakkında gerekli açıklamayı planda verdim.

    Şimdi tüm sorun bu 3.57 M'nin ne olduğu idi. Çünkü bu seviye hem yükselen koridorun 2. parçasında, hem alt azalan koridorda ve hem de üst azalan koridorda geçerliydi. Bu nedenle hem alt azalan koridorda hem de üst azalan koridorda bu belirsizliği giderebilmek için derhal araştırmaya başladım. Ancak bu belirsizliği alt azalan koridorda (LR 8) giderebilirken üst azalan koridora ilişkin "TAV. 8/fig. 1 SEZIONE S-N" çiziminde piramit kapısı önünde gösterilen taşların yüksekliklerine bir türlü anlam veremiyordum. Çünkü ilk 9 taşın tabana dik şekilde yükseklikleri toplamı 9.27 M iken 10 ve 11. taşlar üst azalan koridor eğiminde yerleştirilmişlerdi ve bunların yüzlerindeki ölçümler sırasıyla 1.36 M ve 90 CM idi. Fakat eğer bunların da tabana dik bir şekilde yerleştirilmiş olduğunu gözönüne alırsak o zaman mevcut üst azalan koridordaki zeminin en son bulduğu noktadaki seviye 9.27+1.36+0.90=11.53 M olacaktı ve Maragioglio-Rinaldi, bu seviyeyi 11.54 M olarak vermişlerdi!

    İşte bu yüzden hemen Legon'a konuyla ilgili tespitimi ve çalışmamı içeren bir e-posta gönderdim. Ama ona ilkin deneme amaçlı 25.03.2020/05:12'de kendi sitesindeki e-posta adresine bir mesaj gönderdim. Çünkü Legon ileri yaştaydı ve uzun yıllar faaliyette değildi. Tabii bir de corona-virüsün İngiltere'yi sarsması vardı. Ama aynı günün 15:44'ünde,

    "Yes, it is a genuine email address and I will be happy to answer your question

    John Legon"

    yanıtını görünce sevindim.

    Tabii ki ben bu mesajı beklemediğim için ancak akşamleyin gördüm ve derhal soruma geçtim: Ona Maragioglio-Rinaldi'nin 1966'da mevcut üst azalan koridordaki son granit taşın seviyesini 11.54 M olarak ölçtüklerini ama TAV8/Fig. 1'deki kapı önünde verilen taşların ölçülerinin bunu karşılamadığını ve oradaki taşların ölçümlerine göre bu seviyenin en iyi ihtimalle,

    (1) 9.27 M+(1.36 M+0.90 M).Cos26.5°=11.293 M

    olması gerektiğine ilişkin A3 formatında 1 sayfalık mesajımı ve bu mesajımdaki çalışmamı gösteren AUTOCAD çizimimi, Perring ve Maragioglio-Rinaldi'nin konuyla ilgili kitaplarını gönderdim.

    Legon, tahmin ettiğim gibi mesajını geç bir saatte (26.03.2020, 23:55) gönderdi ve şöyle dedi:

    "Dear D. Pamuktulum,

    According to my own measurements, the top of the granite floor at the present entrance to the Khaefre pyramid is at the level of 11.525 metres above the pavement.

    I hope this answers your question.

    John Legon"

    Bu yanıt karşısında Legon'un beni salladığını zannediyordum. Çünkü o, kübiti 0.52375 M olarak alır ve bu durumda,

    (2) 11.525 M:0.52375=22.00477326...~22 RC

    elde ediliyordu ki piramitteki hasarlı bir yapıdan böylesine net bir sonuç çıkmasının çok güç olduğunu biliyordum!

    İnanılır gibi değil, sırf 1 aydan fazla bir süredir bu seviyeyi belirleyebilmek için araştırma ve AUTOCAD'te de simülasyon üzerine simülasyon yaptım.

    Sonuç, plana göre,

    (3) (0.492 M+31.70 M+1.65 M)Sin26°30'37''-(6+23/28 RC)=22.01664760... RC=11.53252969... M

    dir. Bu ise Maragiolio-Rinaldi'nin ve Legon'un ölçümlerinin aritmetik ortalamasıdır: (11.54+11.525)/2=11.5325 M. Yani boşu boşuna zaman kaybetmişim!

    Şüphesiz, bu plan üzerinde konuşulacak çok konu var ama bu sayfanın amacını aşmış olurum. Planın ayrıntılarını ilerleyen günlerde burada hem metin (Testo) hem de AUTOCAD çizimi (Tavole) olarak teker teker vereceğim!

    Son Birkaç Söz

    Elinizdeki bu plan (orijinalde LR 6) en basitinde ziyaretçiler için bir kılavuzdur (ki piramitte ölçüm yaparak bu sonuçların doğru olduğunu görebilirsiniz) ve en derininde Eski Mısır mimarisi ve dini hakkında eşsiz bilgiler verir.

    Ayrıca bu plandaki tüm sonuçlar Eski Mısır kübitine (RC: Mısır Kraliyet Kübiti. Bkz. "SIR ISAAC NEWTON'S DISSERTATION ON CUBITS". Bu tez Newton'un ölümünden sonra yayınlandı)

    (4) 1 RC=7 El=28 Parmak

    olduklarından, yani piramitteki kuzey-güney yönündeki tüm yapıları uzunlukları ve seviyeleri (yükseklikleri) bu kübite göre, dolayısıyla kol üzerindeki parçalara göre ayarlı olduklarından benzer bir çalışma ancak 1492'de "Vitruvius Adamı" ile Leonardo Da Vinci tarafından yapıldı!

    Viruvius Adamı

    O, bu çiziminde kolları ve bacakları açık bir insanın hareket etmesi halinde hem bir çember çizebildiğini hem de bir kare çizebildiğini söyler. Bu çizimin yanında sık sık aldığı notlarda "Oranların Kanunu" ya da "İnsanın Oranları" olarak anılan insan vücudunun ölçülerini baz alır. Tıpkı KHAFRE piramitindeki gibi. Bu bakımdan planımız (orijinalde LR 6), diğer iki Giza Piramiti ve bunların dışındaki Mısır Piramitleri için bir prototiptir.

    Peki Da Vinci, "Vitruvius Adamı" çizimini yaparken aynı şeyin (insan vücudu ölçüleri) Mısır Piramitleri'nde kullanılmış olduğunu biliyor muydu?

  • 1955 yapımı "Firavunlar Ülkesi (Land of the Pharaohs)" filminin başrolündeki aktör Jack Hawkings (1910-1973), Firavun KHUFU ve ona eşlik eden Joan Collins, Prenses Nellifer rollerinde.

    Eski Mısır Dini'nde Kral sadece Devlet Başkanı değildi; aynı zamanda Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi idi. Sadece çok önemli bir adam olarak değil, Mısır medeniyetinin sürekliliği için kritik konumu olan yarı kutsal bir varlık olarak görülürdü. İşte Eski Mısır'daki Eski Krallık, 4. Hanedanlığın 2. Firavunu olan KHUFU böyle bir kimse idi. O, bir Tanrı-Kral idi ve bu yüzden hem Devlet işlerini hem de Din işlerini birlikte yürütüyordu. Eğer Büyük Piramit KHUFU'nun ölümünden önce tamamlanamazsa ruhu cennetlere yükselemez ve yeryüzüne kaos hakim olurdu.

    KHUFU, 20 yaşında tahta geçti ve piramitinin yapımı 20 yıldan fazla sürdü. Fakat Büyük Piramit'te güvenli bir Defin Odası için 3 oda yapıldı ve her seferinde güvenlik problemleri ortaya çıktı. İlkin Yeraltı Odası yapıldı. Burası eski tipte bir Defin Odası idi ve bu yüzden piramitin tabanının altında yer alıyordu. Ancak KHUFU'nun mumyası ve daha da önemlisi hazinesi mastabalarda olduğu gibi buradan kolaylıkla çalınabilirdi. İşte bu yüzden ustalar ve işçiler, Yeraltı Odası'nı daha tamamlamadan 2. bir Defin Odası yapımına giriştiler. Günümüzde bu odaya "Kraliçe Odası" denilmektedir. Kraliçe Odası'nda her şey hazırdı ve odanın kuzey ve güney duvarlarındaki hava kanalları da 70 RC'lik yüksekliğe erişmişken KHUFU'nun mezar soyguncuları takıntısı yüzünden birden vazgeçildi. Hava kanalları ustaları, anında çalışmaları durdurdular ve kuzey ve güney hava kanallarına 70 RC yüksekliğindeyken çıkışlarına birer mühürlü kapı koydular. Bu konuda Kraliçe Odası'na giden Yatay Koridor'a bakarsanız hiçbir güvenlik önleminin alınmamış, yani Portcullis'in (Engelleyici) konulmamış olduğunu görürsünüz. Bu, Kraliçe Odası'nın neden Defin Odası olamayacağına dair en büyük kanıttır. Amerikalı arkeolog George Andrew Reisner, bu odaların neden Defin Odası olamayacaklarını KHUFU'nun annesi HETEFERES I'in sarkofajını boş bir şekilde keşfettiğinde anladı. Reisner, bu konuda herhangi bir kanıt bulamamasına rağmen teorisinde tamamen haklıydı.

    Reisner'in HETEFERES I'in Lahtini Keşfetmesi

    Reisner, HETEFERES I'in mezar odasına giren ilk kişiydi. İçerde su mermerinden yapılmış büyük bir sarkofaj (lahit) vardı. Ama arkeologları bekleyen bir sürpriz vardı. Basını davet edip HETEFERES I'in sarkofajını açtıklarında boş olduğunu gördüler. Çünkü sarkofajın içinde mumya yoktu. Ama mezar bozulmamış haldeydi ve zorla girilmiş olduğunu gösteren bir iz yoktu. Reisner, bu gizemi açıklayabilecek bir teori geliştirdi: HETEFERS I, KHUFU'nun saltanatı sırasında ölmüştü ama başka bir yere gömüldü. Ama o mezar yağlanmış ve mumyası çalınmıştı. KHUFU'nun Rahiplerinin elinden sadece boş lahti yeniden gömmek gelmişti.

    Reisner, annesinin mezarının yağmalanmasının KHUFU'nun, mezar soyguncuları korkusunun bir saplantıya dönüştürdüğüne inanıyor. Bu olay piramitini ve Defin Odası'nı yeniden tasarlamasına neden oldu.

    Yakın zamanda keşfedilen bir eser, Eski Mısırlı mühendislerin piramitin güvenliğini nasıl sağladıklarını gösteriyor. Mimarların mezarların soyulmalarını engellemek için altına girdikleri iş gerçekten sıradışı: 3 boyutlu ve ölçekli bir model kullanarak geçitleri taşlarla tıkayıp Defin Odası'nı mühürleyecek dahiyane bir sistem planladılar. Bu, aynı zamanda piramitleri yapanların şaşırtıcı ve modern teknikler kullandıklarını da gösteriyor. Aslında mimarların yaptıkları günümüzdekinden pek farklı değil. Çünkü bugün bir plan yaparken CAD (tercihen AUTOCAD) modeli kullanılırsınız. Mimarlar, plandaki hataları görüp bulmak için CAD modeli yapar ve ayrıca somut bir model de yapıyorlar.

    Fakat KHUFU'nun yeni Defin Odası tasarımı karşılarına büyük bir zorluk çıkardı. Çünkü Kral Odası'nın yapımı, piramit yapımcılarının üzerindeki baskıyı daha da arttırıyordu: Kral Odası'nın ve iç geçitlerin kireç taşından değil, ondan çok daha sert olan granitten yapılmasına karar vermişti, KHUFU. Bu, soyguncuların tünel açmalarını çok daha zorlaştıracaktı. Ancak Giza'da hiç granit yoktu ve en yakın yer 900 KM uzaklıktaki Aswan idi. Granitler Aswan'da gemilere yüklenecekti ama işçilerin bakır aletleri onları kesmek için yetersiz idi. Tek alternatif, sonsuz sabır ve sonsuz işgücü idi. Taş ocağı işçileri, granitleri kesmek için dolarit taşlarını kullandılar. Bu, granitten daha sert bir taş idi ama işler yavaş ilerliyordu. Her ne kadar işler yavaş ilerlese de Kral Odası ve önündeki Antechamber tamamen granitten yapıldı. Sadece Kral Odası'nın tavanındaki 9 granit taşın ağırlığı 400 Ton'dan fazla geliyordu. Bu nedenle Kral Odası'nın çökmemesi için yukarısına 5 adet Odacık ve en tepesine de "Chevron" denilen ve ters V şeklinde bir çatı yapıldı. Bu odacıklar ve çatı Kral Odası'nın üzerindeki baskıyı alıp piramite dağıtıyor ve böylece çökmemesine neden oluyordu.

    Şimdi burada chevron çatı nedeniyle bir parantez açmam gerekiyor.

    YEŞUA'nın Kayıp Mezarı

    Kudüs'ün doğusundaki Talpiot'ta 1980'de keşfedilen YEŞUA'nın mezarının 2010'daki açılışı KHUFU'nun 2. Güneş Teknesi'nin açılışındaki gibi oldu. "Jesus'un Kayıp Mezarı" belgeselinin yapımcıları James Cameron ve Kanadalı Simchia Jacobovici ile ekibi, YEŞUA ve ailesinin yer aldığı Mezar Odası'ndaki sondaj kamerasından gelen nefes kesici görüntüleri izlediler (Bkz. "Arkeologlar, sonunda JESUS'un mezarını açtılar!"). İçeride 9 tane kemik kutusu vardı ve üzerlerinde Hristiyan figürler içeren resim ve yazılar bulunuyordu. Bunların birinde ağzında Yunus peygamberi tutan bir balık resmi var (ki Yunus peygamberin kafası dışarıda ama gövdesi balığın içindedir. Yunus peygamberin adı balığın başında "YNH" olarak yazılıdır). Kudüs'teki Yahudiler olmasa da "balık" ve "Yunus" göndermelerinin ilk Hristiyanlar tarafından kullanıldığı biliniyordu. Çünkü dev bir balık tarafından yutulduğuna ve 3 gün sonra canlı olarak kurtulduğuna inanılan Yunus'un hayata geri dönüşü, YEŞUA'nın 3 gün sonra dirilmesiyle bağdaştığı için Hristiyan dünyasında büyük öneme sahip. James Tabor ve meslektaşları, üzerinde balık ve yazı bulunan kutuları içeren mezarın YEŞUA'nın önde gelen destekçileri tarafından hazırlandığını düşünüyor. Adı en öne çıkan kişi ise, YEŞUA'nın cenazesini düzenlediğine inanılan Aramatyalı Yusuf.

    YEŞUAİSA mı?

    Aramice'deki YEŞUA ismi Grekçe'de "IESOUS" ve Latince'de "JESUS" olarak yazılırken İbranice'de ve Kuzey Arapça'da aynı şekilde yazılıyordu. Fakat ismin orijinali Eski Ahit'teki YEŞUA'dan gelir. YEŞUA, İSA'dan 800 yıl önce yaşamış ama onun doğumunu müjdelediğine inanılan bir peygamberdir (Bkz. benzer bir ayet için SAFF 6'ya). Bu durumda ismin orijinali İbranice olmakla birlikte 1. yy. Aramice'de, Judea/Galile Aramicesi'nde, Yunanca'da, Tiberyan İbranicesi'nde, geç doğu ve batı Süryanice'de, erken Arapça'da ve geç Hristiyan Arapçası'nda hemen hemen aynı şekilde yazılırken Kuran'da farklı şekilde yazılmış olduğunu görürsünüz. Çünkü erken Arapça ve geç Hristiyan Arapçası'nda bu isim "Y-Ş-U-A (YEŞUA)" şeklinde yazılırken Kuran'da Y ile AYN harflerinin yani ilk ve son harflerin yerleri değiştirilerek "I-Y-S-Y" olarak yazıldı! İşin ilginç yanı, İslami kaynaklar bu durumu kabul eder. Örneğin "İslam neden İsa ismini kullanır?" makalesinde şu bilgiler geçer: "Arapça konuşan Hristiyanlar İbranice YEŞUA'nın Süryanice'deki şekli olan YEŞU'yu 'YESU' diye telaffuz etmektedirler (G.C. Anawati, "ISA", El (Fr.), IV, 85-90)". Burada sözü edilen Arapça konuşan Hristiyanlar, İslamiyet sonrası Hristiyanlarıdır.

    Oysa bu gelenek İslamiyet öncesinden beri vardı. Çünkü erken Arapça dönemindeki Hristiyan Araplar, YEŞUA'nın kemik kutusu üzerinde Aramice yazan (bkz. YEŞUA'nın Kayıp Mezarı'ndan),

    "YEŞUA bar YEHOSEF (YUSUF'un oğlu YEŞUA)"

    ismindeki "YEŞUA" adını Arapça'da tam anlamıyla orijinal şekilde yazabiliyor ve telaffuz edebiliyorlardı. Peki kimdir bu İslamiyet öncesindeki Hristiyan Araplar? İşte bunu "Hristiyan Araplar'da ALLAH Çoşkusu" makalesinden öğreneceksiniz. Bu durumda şu sonuç çıkar: İslamiyet öncesindeki Hristiyan Araplar ve İslamiyet sonrasındaki Hristiyanlar hep "YEŞUA" yazar ve telaffuz ederlerken Kuran'da 4 Kanonik İNCİL'deki yani Yunanca'daki "Ἰησοῦς" isminin Arapça okunuşu geçer.

    Sitchin, bu konuda "Gökyüzüne Merdiven" adlı kitabının "Firavunun Adıyla Oynamak" bölümünün girişinde şöyle der: "Sahtecilik, bir ün ve servet aracı olarak ticaret ve sanatta, bilimde ve antikacılıkta alışılmadık bir şey değildir. Açığa çıktığında kayıplara ve utanca yol açabilir. Açığa çıkmadığında ise tarihi değiştirebilir. Büyük Piramit'in ve kurucusu olduğu varsayılan KHUFU adlı firavunun başına gelenin bu olduğuna inanıyoruz"

    Ama orada KHUFU'nun adını değiştirmediler; sadece arkeolojide ün kazanmak için bir sahtekarlık yaptılar!

    Mezarın Girişindeki Chevron

    Fakat YEŞUA'nın mezarında en dikkat çeken Hristiyan figürü daha mezarın girişinde sizi karşılayan chevron tipi çatıdır (Bkz. Simchia Jacobovici'nin, sol eliyle chevronu tutmasına. Kameraya adeta "buldum!" der gibi bakıyor). Ancak oradaki chevron tipi çatı tamamen dekoratif amaçla yapılmış iken Büyük Piramit'teki Giriş'te, Kraliçe ve Kral Odaları'nda dekoratif olarak değil, üzerlerindeki baskıyı azaltmak için yapıldılar. Mezar kapısının üzerindeki chevronun bir Hristiyan figürü olduğu düşünülüyor. (Bkz. "'Chevron' foiled"). Acaba bu, bir Günaha Son Çağrı mı?

    Özetle Kral Odası bu şekilde ama binbir güçlükle yapıldı. KHUFU öldüğünde (ki bu, 20+25=45 yaş demektir) cenaze işleriyle ilgilenen büyük oğlu DJEDEFRE'den başkası değildi. DJEDEFRE (Türkçe'de CİDEFRE), Rahiplere KHUFU'nun mumyasının hazırlanması için emir verdi (ki, bu 70 gün demektir); çünkü tahta o geçmişti. Sonra KHUFU'nun mumyasını Kral Odası'ndaki lahtin içine güzelce yerleştirdiler, kanopik kutular (KHUFU'nun kalbi haricindeki tüm iç organlarının içine konulduğu kutular) ve hazinesiyle birlikte defnettiler. Kral Odası'nın mühürlenmesi, Antechamber'daki 3 büyük granit blokun yere indirilmesi ve arkasından Büyük Galeri'deki yine 3 büyük granit blokun iplerinden çözülerek Yükselen Koridor'un girişini tıkamakla oldu. Tüm bu güvenlik işlerini yapanlar Büyük Galeri'de hapis kalmadılar; Büyük Galeri'nin girişinin batısında kalan Kaçış Tüneli'nden (ki Gantenbrink, buna "Servis Şaftı" der) Azalan Koridor'a indiler ve oradan da piramitin dışına çıktılar.

    Uzmanların bize anlattıkları hikaye bu (Bkz. "Keops Piramiti'nin Gizemi"). Ama gerçek bambaşka. Çünkü eğer öyleyse, o zaman KHAFRE ve MENKAURE'nın Piramitleri'nin iç tasarımlarında neden Büyük Piramit'teki iç tasarımları görüyoruz? Çünkü böyle bir şeyin olabilmesi için ya ellerinde Büyük Piramit'in eksiksiz planlarını içeren papirüslerin olması gerekiyor ya da Büyük Piramit'teki çalışanların KHAFRE ve MENKAURE Piramitleri'nde de çalışmış olması gerekir.

    İkisi de mümkün değil. KHAFRE ve MENKAURE piramitlerinin planlarından elde ettiğim bilgilere göre, bu piramitlerde çalışanlar, önceki piramit/lerin içine girip ölçüler alıyor ve tasarımını çıkarttıktan sonra kendi piramitine dönüyorlardı. Bu tasarım/ları kendi piramitinde ya aynen kopyalıyordu ya da biraz değiştirerek uyguluyorlardı. Tabii ki her ne kadar dehşet verici olsa da, KHAFRE, babası KHUFU'nun mumyasını ve MENKAURE da, büyükbabası KHUFU ile babası KHAFRE'nın mumyalarını ziyaret ediyorlardı. Yani öyle anlaşılıyor ki Giza Piramitleri son piramit tamamlandıktan sonra kapatıldı.

    İşte bunun kanıtlarını size verebilmem için ilkin Büyük Piramit'ten başlamam gerekiyordu. Çünkü KHAFRE ve MENKAURE piramitlerinin iç dizaynları Büyük Piramit'tekine bağlıdır.

    Tüm Zamanlarda KHUFU'nun Sarkofajının Defin Odaları'ndaki ve Piramitteki Konumları

    Bu konuda öncelikle şunun bilinmesi gerekiyor: Tüm Mısır piramitleri Nil'in batısında yapılmıştır. Çünkü RA'ya yani Güneş'e göre Nil'in doğusu yaşayanların yeriyken batısı ölülerin yeridir, yani Nekropolis'tir. Bu durum Giza Piramitleri'nde Merkezi Kuzey-Güney Eksenleri'ne yüklenmiştir. Buna göre KHUFU, KHAFRE ve MENKAURE'nın sarkofajları piramitlerin merkezi kuzey-güney eksenlerine göre şöyle yerleştirilmişlerdir: Tarihi kaynaklardan binbir güçlükle elde ettiğim bilgileri tasarıma dönüştürdüğüm bu planda, KHUFU'nun sarkofajının az bir farkla Büyük Piramit'in merkezi kuzey-güney ekseninin batı tarafında kaldığı sonucu çıktı. MENKAURE'nın sarkofajı zaten piramitin merkezi kuzey-güney ekseninin batı tarafında kalıyordu. Ama KHAFRE'nın sarkofajı neden piramitin merkezi kuzey-güney ekseninin doğu tarafında kalıyordu?

    Biraz sabır lütfen. Bu çalışmadan sonra KHAFRE'nın piramitinin planlarını teker teker vereceğim; hem çizim (TAVOLE) hem de metin (TESTO) olarak. Kaldı ki bu sorunun yanıtını ilk çalışmamda en açık şekliyle bulacaksınız.

    KHUFU'nun sarkofajı, 1904.

    Şimdi, KHUFU'nun sarkofajının Kral Odası'ndaki konumu yıllardır kafamda hep bir soru işareti oluşturmuştur. Çünkü tarihi kaynaklar bu konuda kesin bir bilgi vermez. Bu konuda elimizdeki en eski kayıt, geometri ve astronomi profesörü John Graves'in "Pyramidographia: Or Description of The Pyramids In Egypt, London 1752" kitabındaki P. 637'deki çizimidir (Y.N. Newton, "A Dissertation upon the Sacred Cubit of the Jews and the Cubits of the several Nations" adlı tezini Graves'in kitabındaki çalışmalar nedeniyle yazdı ama yayımlamadı. Bu tez Newton'un ölümünden 10 yıl sonra (1737) yayınlandı. Herhalde Bilim dünyasında küçük düşmekten korkuyordu, ama Büyük Piramit'teki kübitin uzunluğu hakkında oldukça isabetli sonuçlar çıkarmıştı). Graves'in izometrik çizimindeki Kral Odası içindeki sarkofajın konumu güç-bela anlaşılsa da Perring, Graves'in 1639'da gördüğü bu kritik konumlanmayı 1837'de "The Pyramids of Gizeh: From Actula Survey and Admmeasurement (Band 1): The Great Pyramid, London 1839" kitabının PLATE II/FIG. 1'de gösterdikten sonra PLATE IV/FIG. 2'de tam anlamıyla tespit etti (Bkz. diğer çizimler için PLATE IV/FIG. 1 ve PLATE III/FIG. 1). KHUFU'nun sarkofajı orada batı tarafındaki son taşın başlangıcında duruyor. Smyth'a göre bu, "Life&Work at the Great Pyramid During the Months of January, February, March and April, A.D. 1865" kitabının 112. sayfasındaki PLATE 14'teki çizimler demektir. Petrie'ye göre Kral Odası'nın zeminindeki granitler düzensizdir ama Smyth, bunların kalınlıklarını teker teker ölçtü ve AUTOCAD çizimimde onun ölçümlerini baz aldım (ki bunlar çizimde Kral Odası'nın zeminindeki 5 tane granit renginde çizgidir). Ölçümlemelere göre KHUFU'nun sarkofajının piramitin merkezi kuzey-güney ekseninin az bir farkla batısında kaldığı açık idi, ama Kraliçe ve Kral Odaları'nın doğu duvarlarının ve genelde de Koridorlar Sistemini'nin doğu duvarlarının merkezi kuzey-güney eksenine uzaklığı kesin olarak bilinmiyordu (Bkz. "The Pyramids & Temples of Gizeh" kitabının "Ch. 7. Inside of Great Pyramid" bölümüne).

    Ben yıllardır bunlara ve diğer kitaplara bakarım ama şimdiye kadar merkezi kuzey-güney ekseninin Koridorlar ve Odalar'ın doğu duvarlarından kaç kübit (RC) uzaklıkta olduğunu bulamamıştım (Y.N. İngiliz yer ölçümcülerinin çalışmalarının baştacım olduğunu "Romberg İntegrali Kronolojim 3" ün 32. sayfasındaki"Bir Çocukluk Hastalığı Olarak Emperyalizm" parçasında söylemiştim). Petrie, anılan bölümde buna koridorların ortasına göre 287 BI der ve bu sonuca ± ile bir yanılma payı ekler. Ancak Smyth, 287 BI'i Kral Odası'nın zemindeki 4. granitin sonunda hem kuzeyinde hem de güneyinde vermişti. Yani Petrie'nin baz aldığı ölçü Smyth tarafından 11, 16, 18, 19, 20 Mart 1865'teki çalışmaları sırasında zaten verilmiş idi. O zaman Petrie yeni bir şey söylemiyordu!

    Çocukluğunda Giza Piramitleri'nde yatıp kalkan ve hayatını onlara adayan Abd'el Hakim Awyan, bir keresinde şöyle demişti: "Bu piramitlerin nasıl yapılmış olduğunu kimse bilmez. Onlar geometriyle konuşur"

    Ben bu sözleri yıllar önce Youtube'daki bir videoda duyunca Abd'el Hakim Awyan'ı onaylıyordum (ki burada aklımda kaldığı kadarıyla mealen verdim). Çünkü bu piramitlerin tasarımlarını iyi-kötü biliyordum ama yetmiyordu; bunun yanında sağlam ölçümler de gerekiyordu. İşte Petrie'ye bu yüzden hep güvenirdim. Çünkü o, bu alanda tek idi. Halen onun bilimsel ölçümlerinin yanına yaklaşan kimse yok. Onun, Giza Piramitleri'nin merkezleri ve köşeleri arasındaki uzaklıkları için Üçgenleştirme Metodu'nda kullandığı 48 istasyon noktası Glen Dash ve ekibi tarafından 2016'da keşfedildi (Bkz. "Finding Flinders Petrie's Marks on the Giza Plateau"). Bu, gerçekten de heyecan verici bir keşif. Evet, Ay'daki izlerden de daha heyecanlı. Çünkü Petrie gibi bir dehayı anlamanın en iyi yolu, onun çalışmalarını bilmekten geçiyor.

    Fakat yeri geliyor bu piramitlerde ölçümler de yetmiyor. O zaman sezginiz devreye girecek. Örneğin, Kraliçe Odası'nın köşegenini bir çemberle batı duvarına döndürürseniz, bu çemberin piramitin merkezi kuzey-güney eksenine teğet olduğunu, dolayısıyla köşegenin anılan uzaklığı gösterdiğini yıllar önce biliyordum; çünkü ölçümler bunu gösteriyordu. Ama gerek Petrie'nin ölçümü (ki o, Kraliçe Odası'nın boyunu maksimumda güney tabanında 227.61 BI ölçmüştü ve bu, 11 RC + 1 Parmak'tan biraz fazla geliyordu. Gerçekte ise bu, 11 RC'den 1.5 Parmak fazladır. Yani ya Petrie'nin ölçümü yetersiz kalmış ya da daha dikkatli bir ölçüm yapmak gerekiyor orada), gerekse tembelliğim yüzünden bir türlü bu gerçeği açığa çıkaramadım (ki ortada bir iddia olmazsa tembellik yapmam son derece doğaldır). Ama bu sefer KHAFRE'nın Defin Odası için Kraliçe Odası'nın boyutlarını orijinalde tam olarak çıkartmam gerekiyordu. Yani Kraliçe Odası'nı bilmeden KHAFRE'nın Defin Odası'nda çalışmanız anlamsız olur. Çünkü bu odaların tasarımları birbirine bağlıdır. Bu gerçeği bundan sonraki çalışmamda göstereceğim. Ama MUSSOLINI aşkına, bu çalışmanın TAVOLE'sini verdikten hemen sonra TESTO'sunu vermem gerekiyor (ki "Pasaj" anlamına gelen İtalyanca'daki "Il Passaggio" kelimesinin teleffuzunu ilk kez ondan duymuştum).

    Kraliçe Odası'ındaki tüm bu hesapları ve geometrisini AUTOCAD çizimimde gösterdim. Yani orada anlaşılmayacak bir durum yok; orada her şey açık bir şekilde (hem çizim hem de açıklama olarak) verilmiştir. Orada asıl sizi şaşırtacak olan şu bulgular var:

    1. Kuzey şaftının doğu iç duvarı, odanın tam ortasını gösterir. Bu güney şaftında yapılmaya çalışılmış ama olmamış. Çünkü Gantenbrink, odanın doğu duvarının güney şaftının doğu duvarına uzaklığını 2.88 M (ki Maragioglio-Rinaldi'nin doğru ölçtükleri tek şaft bu imiş) ve kuzey şaftının doğu duvarına uzaklığını 2.90 M olarak ölçtü.

    2. Kuzey şaftının batı iç duvarının merkezi kuzey-güney eksenine uzaklığı, 9 RC'dir.

    3. Odanın batı iç duvarının merkezi kuzey-güney eksenine uzaklığı, 2 RC + Sarkofaj Genişliği'dir (ki bu bulgu, KHUFU'nun sarkofajının ilkin buraya konmak istendiğini gösterir).

    4. Eğer sarkofajı odanın batı duvarına dayarsanız, Kraliçe ve Kral Odası'ndaki sarkofajların arasındaki doğu-batı doğrultusundaki maksimum uzaklık 8 RC olur. Bu da, KHUFU'nun sarkofajının her 2 odaya da konulmak istendiğini ama en son Kral Odası'na konulmuş olduğunu gösteren mükemmel bir etkileşimdir.

  • Iron Maiden'ın "Powerslave" albümünün kapağı. Onlar 35 yıldır dünya turunda bu parçayı söylüyorlarmış ama ben hala dinliyorum ve bu çalışmamda benim için itici bir güç oldu.

    "KHUFU'nun Sarkofajının Defin Odaları'ndaki ve Piramitteki Konumları" adlı çalışmamın TESTO'sunu vereceğimi söylemiştim. Çünkü TAVOLE'deki ölçümlerin ne anlama geldiği ancak bu sayede anlaşılmaktadır. Kaldı ki ne Petrie'de, ne İtalyan mimarlarda (Maragioglio-Rinaldi) ve ne de diğer yer ölçümcülerin kitaplarında böyle bir birliktelik (TAVOLE'deki her bir ölçümün açıklandığı TESTO) yoktur. Bir tek Smyth hariç. Çünkü onun kitapları dört dörtlük bilimseldir. Hem çizimleri yetkindir, hem de kitapları mükemmel bir bilimsel anlayışta yazılmıştır. Yani Smyth'ın kitaplarında bir tek ölçüm hakkında soru soramazsınız. Çünkü o, her sorunuzu yanıtlar nitelikte bilimsel olarak yazmıştır. Oysa aynı şeyi diğerlerinde görmeniz mümkün değildir!

    İşte ben de Smyth'ın kitaplarını okuya okuya, çalışa çalışa, araştıra araştıra vs. ondaki bilimsel anlayışı edindim ve bunun örneklerini "KHUFU'nun Sarkofajının Defin Odaları'ndaki ve Piramitteki Konumları-TESTO" adlı çalışmamda görebilirsiniz. Orada "GÜNCELLENMİŞ KHUFU'nun Sarkofajının Defin Odaları'ndaki ve Piramitteki Konumları-TAVOLE"deki herbir ölçüm en ince ayrıntısına kadar açıklanmıştır. Sözkonusu bu son AUTOCAD dosyasındaki her şey ölçeklidir ve bir öncekinin güncellenmiş şeklidir. Çünkü işin detayına inildiğinde ilkinde bazı hatalar vardı. İşte bu yüzden hem metin (TESTO hem de) çizim (TAVOLE) olarak bu tür bir çalışmanın ortaya konulması gerekliliği ortaya çıkıyor. Çünkü çizimdeki hatalar ancak metin olarak ortaya konulduğunda anlaşılmaktadır. Ama her ikisinin ortaya konulmasına rağmen yine de hatalar çıkmıyor değil. Bu hatalar genellikle doğru yapılmayan ölçümlerde ya da iyi teorize edilmeyen çalışmalarda çıkar. Bu konuda çalışmalarıma güveniyorum. Bununla birlikte hata olabilecek yerleri çalışmalarımda belirttim. Özellikle Kraliçe Odası'nın boyunun yeniden ölçüsünün alınması gerektiğini belirttim. Odayla ilgili gerekli bilgileri TESTO'da verdim. Yani orada odanın tabanının sorunlu olduğunu ve Petrie'nin maksimumdaki (güney tabanında) 227.61 BI'lik ölçümüne dikkat çektim. Çünkü inanılan şey, odanın boyunun 11 RC olduğu idi ve hiç kimse, Petrie'nin 227.61 BI ölçümünün ne anlama geldiğini geldiğini sorgulamıyor, dolayısıyla peşinde koşmuyordu. Fakat TESTO'daki Teorem 4.6.1, bunun gerçekten peşinde koşmamız gerektiğini söylüyor. Öyle ki Petrie'nin kendisi bile bu gerçekten habersiz idi. Çünkü o sadece ölçümlere itibar ediyordu. Ancak ne var ki piramitteki yapılar bir plana göre yapılmıştı ve bunlara erişilmesinde teorilerin kullanılmasından daha doğal bir şey olamazdı. İşte Petrie'nin gözden kaçırdığı nokta bu idi! Yani ölç ölç ama nereye kadar: Gerçeği mi keşfetmeye yoksa ölçümlerden bir sonuç çıkaramayıp sonsuz bunalıma girmeye mi?

    Petrie'nin bu davranışı affedilir gibi değil ve bu yüzden piramitteki araştırmalarda daha çok Smyth dikkatimi çeker. Onun John Taylor'dan aldığı Pi Teorisi'ni inceledim ve sonuçlarını TESTO'da yazdım. Peki neden? Çünkü Smyth da aynı şeyi yapmıştı: John Herschel'in (gökbillimci William Herschel'in tek ve oğlu) Büyük Piramit'teki Azalan Koridor'un kutup yıldızını (Thuban) gösterdiğine ilişkin hipotezini incelemişti (Y.N. William Herschel Üranüs'ü keşfederken Smyth da Ceres'i keşfetti). Fakat Smyth'ın en çok övündüğü çalışması, Büyük Piramit'te π'yi tam anlamıyla keşfettiği, dolayısıyla Tanrı'nın Taştaki İzini'ni bulduğuna ilişkin çalışmasıydı. Bunu "Π Kartuşu"nda görebilirsiniz.

    Π Kartuşu

    Π kartuşunun içindeki sol tarafta "KHUFU" adı hiyeratik olarak yazılmış ve onun üzerinde piramiti çizilmiş; piramitin tepesinde de π yazılıdır. Bu, Smyth'ın en çok övündüğü çalışmasını gösteren semboldür. Piramitin sağ tarafında ise Smyth ve eşinin temsili bir çizimi var. Smyth orada bir teleskopla piramitin tepesindeki π'yi gözlemliyor. Onun sağ tarafında açılmış bir kilit ve onu açan bir anahtar var. Bu da, KHUFU'nun adının altındaki kilidi açtım yani piramitteki π'yi çözdüm, daha ötesinde Tanrı'nın Mesajı'nı gördüm demektir. En sağda da Smyth'ın  bu çözümü nasıl yaptığını anlatan temsili bir belge görülüyor.

    Gerisi size sürpriz olsun. Ama birisi için gerçekten de sürpriz olacak!

  • Bu planı akademiden çok piramit ziyaretçileri için hazırladım. Yani büyük piramiti ziyaret edenler, yerinde ölçüm yapıp bu plandakilerle karşılaştırabilir ve sonuçlarını kontrol edebilirler. Eğer bir hatam varsa web sitemdeki bağlantılardan bana geri dönüş yapabilirler!

    Piramitin planına ilişkin dosyalarım aşağıdadır:

    1. Tavole 4.3-PDF: Plana doğrudan (hızlıca) erişebilmek için bu dosyayı seçiniz.

    2. Tavole 4.3-AUTOCAD: Eğer Autocad programınız varsa rar içinde sıkıştırılmış bu dosyayı seçiniz. Bu dosyada ilkinde yapamadığınız bütün işlemleri yapabilirsiniz.

    Şimdiye kadar böyle bir planın ortaya konulamadığını baştan söyleyeyim. Çünkü piramitte 200 yıldır yapılan çalışmaların hepsi BI ve M üzerinde yapılmış, dolayısıyla RC cinsinden orijinal ölçülerine göre verilememişti. İşte bu plan bu yüzden dünyada ilk ve tektir. Siz buna Noel F. Wheeler'ın 1935'teki "Pyramids and their Purpose II: The Pyramid of Khufu (the Great Pyramid)" makalesinin 2022 versiyonu gözüyle bakabilirsiniz. Çünkü Wheeler'ın 87 yıl önce büyük piramitte yaptığı iş tam olarak buydu(Bkz. "Pyramids and their Purpose I" ve "Pyramids and their Purpose III").

    Wheller'ı belki de en iyi şu resim anlatır (Diğer resimler için şuraya bakınız):

    Wheeler, George A. Reisner'in "A History of the Giza Necropolis, Vol. I" adlı kitabına göre İngiliz Kraliyet Donanması'nda Binbaşı idi. Resimde baktığı şey ise Khufu'nun annesi Heteferes I'in mezarındaki artefaktlerdir.

    Bu plana göre piramitteki boyutlar ve sabitlere ilişkin şu tabloyu verebilirim:

    Büyük Piramit'in Boyutlarının Yeni Tanımları (New Determinations of Its Dimensions of the Great Pyramid) - 2022
    Boyutlar ve Sabitler Orijinal (RC) Metrik Sistem (M) Yer Ölçümcü ve Kâşif
    Taban 2a = 2.(219+25/28) = 439+11/14 230.3639455... Petrie (1880): Kuzeyde 230.36276 M, güneyde 230.3653 M ve ortalamada 230.36403 M, J. H. Cole (1925): 230.36375 M, Peter Tompkins (1971): 230.365 M, Livio Stecchini (1971): 230.365 M, Lehner-Goodman (1984-1985): 230.32925 M, George Markowsky (1992): 230.365 M, Mario Livio (2002): 230.365 M, Glen Dash (2015): 230.3635 M.
    Yükseklik h = 280 146.666... Lawton-Herald (2000): 146.59 M, John F. Pile (2001): 146.649 M, Craig B. Smith (2004): 146.649 M, Fraid Atiya (2009): 146.649 M, Zahi Hawass (2007): 146.59 M, Stephen Brabin (2010): 146.59 M
    Yüz Uzunluğu r = √a2 +h2 = 356.0236910 ≤ 356+1/42 186.4886000...
    Yüzdeki Eğim Açısı θ = ArcTan(h/a) = 51° 51' 22.794...'' Smyth (1865): 51° 51' 14.3'', Petrie (1881): 51° 52' ± 1', 51° 51' 30" ± 20'' (kuzey hava kanalı ağzında), J. H. Cole (1925): Doğu yüzünde 51° 51' 04'' ve batı yüzünde 51° 51' 14'', Piramitten alınan bir kaplama taşı parçasının kalıp ölçüsü: 51° 51', Waymann Dickson (1872): 51.84°.
    Seked 7Cotθ = 7.a/h = 5 + 557/1120 Waymann Dickson (1872): 5+1/2 (Not. Bu ve bir önceki satırdaki çalışmaları Smyth'ın torunları 2013'te yaptı).
    Köşedeki Eğim Açısı φ = ArcTan(h/(a√2)) = 41° 59' 58.694...''
    Pi π = 4a/h = 3.141326530... Susa Tableti (M.Ö. 2000): 3+1/8 = 3.125, Babilonya Okul Tabletleri (M.Ö. 2000): 3, Ahmes Papirüsü (M.Ö. 16. yy.): (16/9)2 = 3.160493827... Bkz. Problem 48 ve 50, Arşimet (M.Ö. 250): 3+1/7 = 3.142857142..., Eski Ahit (Krallar I: 7-23 ve Tarihler 2: 4-2, M.Ö. 550): 3.

    Yüzdeki Dikdörtgende enin boya oranı

    2a/r = 1.235270925...≤ 21/17 √5 -1 Piramitte çalışırken birçok kez bu değere rastladım. Örneğin Büyük Galeri'nin yüksekliğinin Yükselen Koridoru'nun yüksekliğine oranı (40+39/56) / (32+51/56) = 1.236570808... ≤ 1+53/224'tür. Bu değer Kraliçe Odası'nın gövde yüksekliğinde de kullanıldı. Bkz. (4.6.6).
    Altın Oran Φ = r/a = 1.619078017...≥ 34/21 ≥ (1+√5)/2 Altın orana göre piramitin esas üçgeni (a, h, r) = (1, √Φ, Φ) şeklinde yazılabilir ve buna "Altın Piramit" denir.
    Doğal Logaritma Tabanı e ≅ 2.θ/(π/2-θ) = 2.719000769... Rick Howard (2001) bu bağıntıyı (a, h, r) üçgeninde taban açısı ya da piramitin eğim açısını θ = 51° 51' (= 51.85°) alıp bunun tümleri olan tepe açısını 90° - θ = 38° 09' (= 38.15°) olarak bulduktan sonra e/2 = θ/(π/2-θ) = 51.85°/38.15° = 1.359108781... şeklinde bulmuş ya da keşfetmiş ve bunun 2 katını alıp e = 2.718217562... sonucuna ulaşmıştır. Bu keşfi ilk kez 2000'nin başında linkteki Jim Alison'un çalışmaları arasında görmüştüm!
    Not. Planda Giriş Koridoru ve Yükselen Koridor'un eğim açılarına ilişkin aşağıdaki kritik bilgilere dikkat ediniz. Aslında söylenecek çok şey var ama, bu kısıtlı alanda bunlar olmazsa olmaz türünden bilgilerdir:
    Giriş Koridorundaki Eğim Açısı 45/56

    Piramitte Büyük Galeri'nin kuzey kapısından Büyük Basamak'a kadar uzaklığın Kraliçe Odası'nın simetri eksenine kadar uzaklığına oranı (63+11/28) / (78+25/28) = 0.803531009... ≤ 45/56 ve 75 RC'nin yatay izdüşümünün Büyük Galeri'nin kuzey kapısından Kraliçe Odası'nın güney duvarına kadar uzaklığına oranı (67+11/28) / (83+25/28) = 0.803320561... ≤ 45/56'dır.

    Piramit yapımcıları tarafından kullanılan bu oranı yıllar önce Petrie'nin verilerine göre şöyle keşfettim: 1626.5/1307 = 1.244452945... ve (1626.5+102.76)/1389.5 = 1.244519611... Sonra buna 1 ekleyerek Smyth'ın 6, 7, 9, 11 Şubat ve 3 Nisan 1865'te piramitinGiriş Koridoru'nda aldığı ölçülerin ortalamasında ısrarla vurguladığı 26° 27' + sonucu verdiğini ve böylece John Legon (1989)'un Giriş Koridoru'nun piramitten çıkış noktasının koridorların kesim noktasına göre seviyesinin 24 RC olduğuna ilişkin bulgusunu doğrulamış oldum. Çünkü (53+6/7)/ (1+56/45) = 23.99575671... ≤ 24 idi (Bkz. "The Geometry of the Great Pyramid", S. 58, Şekil 1).

    Yükselen Koridordaki Eğim Açısı

    Yükselen koridorun eğim açısı doğu ve batı taraflarında farklıdır. Bu durumu koridora çıplak gözle baktığınız zaman fark edemezsiniz (Bkz. "The Strangest Pyramid Passage Ever Constructed"). Ama illa bir benzetme yapmak gerekirse koridor gövdesi hafifçe doğuya (ki çıkışta sol taraftır) yatmış bir gemiye benzer (ki mimarlar böyle şeyleri görmeyi sever). Bu koridorunSmyth'ın 7 Nisan 1865'tekiölçümlerine göre doğu tarafındaki eğim açısı 26° 58' 24.333...'', 26° 58' 20'' ve 26° 58' 14'' (ki bunlar tablodaki her satırdaki 3 ölçünün sırayla ortalamalarıdır) olup bunların ortalaması 26° 58' 19.444...''dir (Bkz. S. 151'deki tablo). Buna göre yükselen koridordaki dik üçgen (67+47/112 RC, 32+6/7 RC, 75 RC) olup bunun taban açısı ya da eğim açısı 26° 58' 57'' olur.

    Burada hemen bir parantez açmalıyım: Petrie'ye göre, Dickson'a göre 8. ve Smyth'a göre 20. birleşime kadar uzaklık koridorzemininin doğu tarafında 1130 BI ve doğu duvarında 1129.9 BI'tir(bkz. "Sec 38. Ascending passage, length") vebu, 1129.9 BI.Sin(26° 58' 57'') = 495 BI = 24.00318472... RC ya da1130 BI.Sin(26° 58' 57'') =495 BI = 24.00318472... RC'ye karşılık gelir. Bu, koridor zeminindeki 8. ya da 20. birleşim yerinin, yani 4. korse taşının başlangıç yerinin koridorların kesim noktasına göre seviyesini gösterirken, aynı zamanda Giriş Koridoru'nun seviyesini de gösteriyordu. Çünkü giriş koridoru zemininin piramitten çıkış noktasının koridorların zemindeki kesim noktası göre seviyesi 24 RC idi!

    Diğer taraftan plandaki yükselen koridorun eğim açısı 26° 58'57'' olduğuna göre (26° 58' 57'' + b) /2 = (d+b)/2 = 26° 01' 45'' eşitliğinden batı tarafındaki eğim açısı b = 26° 05' 03'' dir. Bu da, Smyth'ın 16 Şubat 1865'te sekstant ile aldığı 8 ölçünün ortalaması olan 26° 05' yı gösterir.

    Bu tablonun son sütununda çeşitli tarihlerde yer ölçümcüler tarafından verilen ölçüm sonuçları İstatistik biliminin "yalan söyleme sanatı" olmadığını gösterir. Çünkü örneğin Amerikalı mühendis J. H. Cole, kuzeyde (kuzey tabanında) 230.253 M, güneyde 230.454 M, doğuda 230.391 M, batıda 230.357 M olarak ölçmüş ve bu tabanlardan karşılık olanlarının ortalamasını kuzey-güneyde 230.374 M ve doğu-batıda 230.354 M bulduktan sonra bunların da ortalamasını almış ve 230.364 M sonucuna ulaşmıştı. Cole, bu sonuçla "Yeni Tanım (New Determination)-1925" başlığı altında piramit tabanının en son ölçümünü vermiş ve Petrie'nin 9068.8 BI'lik ortalamasını 9069.45 BI'e çekmişti (ki orada yanlışlıkla 9069.4 BI yazılmıştır. Oysa bu, (9068.1+9073.0+9070.5+9069.2)/4 = 9069.45 BI'tir. Ayrıca bu ortalamanın elde edilmesinde taban uzunlukları M'den BI'e çevrilir ve yuvarlatılırken veri kayıpları oluşmuştur). Bkz. "Determination of the Exact Size and Orientation of the Great Pyramid of Giza".

  • Mısırlı yetkililer, 3 Mart 2023'te tüm dünyaya Büyük Piramit hakkında yeni bir keşif duyurdu. Keşfe göre Büyük Piramit'in Giriş Koridoru'nun üzerinde yeni bir koridorun mevcut olduğu ortaya çıktı (Bkz. "Mısırlı yetkililer, Büyük Giza Piramidi'nin içerisinde gizli bir koridor keşfetti").

    Yeni Bir Koridor Keşfedildi!

    David Gritten-BBC, 3 Mart 2023.

    Resim 1. Gizemli odanın içi. Sağdaki kayaya dikkat!

    Mısır’da yetkililer, Gize şehrindeki Büyük Giza Piramidi'nin ana girişinin üzerinde gizli bir koridor keşfettiklerini duyurdu.

    30 Feet (9.144 M) ve 2.1 M (4 RC) genişliğindeki koridor, endoskopik kameralarla görüntülendi.

    Yetkililer koridorun, piramidin henüz keşfedilmemiş başka bir odaya çıkabileceğini ya da piramidin girişine olan basıncı azaltmak için inşa edilmiş olabileceğini söyledi.

    Koridor, ilk olarak 2016'da müografi adı verilen bir görüntüleme tekniği kullanılarak tespit edildi.

    Scan Pyramids Projesi'nde görevli bilim insanlarından oluşan bir ekip, taşların kısmen emebildiği bir tür kozmik ışın olan müon parçacıklarının piramidin içine nasıl nüfuz ettiğini analiz ederek, içerideki yoğunluk değişiklilerini gözlemledi.

    Taşın özelliğini bozmayan bu teknikle, Büyük Piramit'in kuzey yüzünün arkasında ve ana girişin yaklaşık 7 metre yukarısında, taş bir şerit yapının olduğu bir bölgede boş bir alan tespit edildi.

    Keşifte 6 mm. genişliğindeki endoskop bir kamera kullanıldı. Öncesinde radar ve ultrasonla başka testler de yapıldı.

    Elde edilen kamera görüntüleri Perşembe günü piramidin yanında düzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Görüntülere göre koridor, kabaca yontulmuş taş bloklardan yapılmış duvarlar ve kubbeli taş tavana sahipti.

    Mısır Antik Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu Başkanı Mustafa Veziri, koridorun altında ya da sonunda ne olduğunu bulmak için tarama çalışmalarına devam edeceklerini söyledi.

    Resim 2. Haberde anılan gizemli koridor yukarıdaki resimdeki ortada görülen orijinal Giriş Koridoru'nun üzerindeki üst üstüne konulmuş bir çift "chevron" olarak nitelendirilen çatıdadır. Tam olarak alttaki çatının altında, kilit taşlarıyla örülü yerdedir.

    146 metre yüksekliğinde Büyük Piramit, 4. hanedanlık döneminde MÖ 2609'dan MÖ 2584'e kadar hüküm süren firavun Khufu ya da Keops tarafından Gize platosunun üzerine inşa edildi.

    Dünyanın en büyük ve en eski yapılarından biri olmasına karşın, piramidin nasıl inşa edildiğine dair hala ortak bir fikir bulunmuyor.

    Mısırlı arkeolog Zahi Hawass, koridorun "büyük bir keşfi" temsil ettiğini söyledi ve Khufu'nun mezar odasının piramidin içinde hala var olup olmadığını anlamak için de önemli olduğunu vurguladı.

    Khufu'nun Kartuşu Keşfedildi!

    Yukarıdaki haberin verildiği gün bu keşfi görmüştüm ama 6'lı masadaki kriz nedeniyle sadece ilk izlenimler yapmıştım. Fakat bu ilk izlenimlere göre bir kaya üzerindeki yazıtlar dikkatimi çekmiş ve onları incelemiştim. Khufu'nun kartuşu da onların içindeydi.

    Öncelikle yukarıdaki resimde görülen alttaki çatının altındaki taşı delen kişiyi tebrik ederim. Çünkü taşı deldiği yerden sokulan endoskopik kamera doğrudan sağda ve üzerinde yazıtlar olan kayaya denk gelmişti. Fakat o sırada bu yazıtları gören ya da anlayabilen kimse çıkmadı.

    Buyrun, Ancient Architects tarafından sunulan görüntüler!

     

    Hep böyle oluyor. Örneğin Khufu'nun 2. teknesine ilişkin sondaj sırasında da böyle olmuştu (Bkz. "Khufu's second boat").

    Buyrun!

    Resim 3. Khufu'nun 2. tekne çukurundaki bir yazıt. Bu yazıt ilk tekne çukurundaki gibi 2. tekneye ilişkin mühendislik hesaplarını gösteriyor (Bkz. "Boat pit graffiti". Diğer 2 yazıtı bu linki tıkladıktan sonra resmin altındaki bölmeden 1 ve 2 geri giderek bulabilirsiniz).

    Şimdi, burada ne yazıyorsa hepsi hakkında bir Mısırlı yetkili kadar bilgi sahibiyim. Yani cismen yanlarında olamasam da ruhen ordayım! Örneğin, 2. tekne çukurundan çıkarılan bazı bloklarda ilkinde olduğu gibi yazıtlar çıktı. Bu yazıtlar içinde Khufu'nun kartuşu ve oğlu Dfedefre (Cidefre)'nin kartuşu vardı.

    14 Ekim 2016 Cuma, 03:09:17'de kartuş içindeki Khufu'nun adını şöyle okumuştum:

    Resim 4. Khufu'nun kartuşu.

    Mısırlı yetkililer bu kartuşun Khufu'ya ait olduğunu biliyorlardı ama bu şekilde değil. Çünkü yazıttaki harflerin birçoğu eksikti ve yarım yamalak da olsa "Khufu" diye okunabiliyordu. Dikkat ederseniz, yukarıdaki ilk sembol ya da harf "KH"dir ve alışılagelmişin dışında çemberin içi taralı (hatch) değil çember ortadan tek bir çizgiyle 2'ye bölünmüştür. İkinci harf "W" olarak yazılır ama "U" olarak okunur. Sondaki harf de öyle. Bunlar hiyeroglifteki kuşları gösterir. 3. harf yılanı gösterir ve yılanın gövdesi düz bir çizgiyle çizildikten sonra kafası eğik bir çizgiyle gösterilmiştir. Bu harf Djedefre'nin adında da vardır ve "F" olarak okunur. Bu harflerin yukarıdan aşağıya doğru hepsi birlikte okunduğunda "KHUFU" adı çıkar. Kartuş ise onu dikdörtgen ya da oval kapalı bir çizgiyle çevreleyen çizgiye denir.

    Gizemli odadaki bir kaya üzerinde gördüğüm Khufu'nun kartuşunu şöyle okudum:

    Resim 5. Gizemli odadaki kaya üzerindeki Khufu'nun kartuşu. Bu, şimdiye kadar piramit içinde keşfedilen ilk Khufu kartuşudur. Çünkü Resim 4'teki Khufu kartuşu 2. tekne içindeki bir blok üzerindeydi ve o da piramitin dışındaydı.

    Cuma günü yukarıdaki resimde gördüğünüz kaya üzerindeki yazıtları daha ilk bakışta fark etmiş ve onları okumaya çalışmıştım. Ama kameraman bunun farkında değildi. O, delikten içeriye soktuğu kameranın aldığı ilk görüntüden sonra hemen sola çevirdi ve odanın içini görüntülemeye başladı. Hak vermiyor değilim ama bu yazıtlara odaklanması ve o kaya üzerinde neler olup bittiğini de araştırması gerekiyordu. Belki de bu işi sonraya bırakmıştır. Çünkü piramit içindeki keşifler hemen duyurulmaz; kendilerine saklarlar.

    Resim 6. 1954'te keşfedilen Khufu'nun ilk tekne çukuru içindeki oğlu ve kendisini gömen Djedefre'nin bir çift kartuşu. Soldaki kartuşa bağlı ve sağında olan bir Kraliyet sembolü vardır. Bu, Djedefre'nin kral olduğu anlamına gelir. 

    Yukarıdaki resimdeki kaya üzerinde görülen yazıtları ilgili resim ve videolardan çıkarttım. Bunlardan eğer Khufu'nun kartuşuna geçersek ne gördüğümü tek tek söyleyeyim: Kartuşun kendisini yani ismi çevreleyen oval çizgiyi ancak videodaki görüntülerden anlayabilirsiniz. Kartuşun üzerindeki Kraliyeti simgeleyen sembolü ise açıkça fark edebilirsiniz. Ama yine de dikkatli bir şekilde incelenmeyi hak ediyor. Kraliyet sembolünün sağında ters "v" ile gösterilen "10" sayısı ve solunda "A" şeklinde görülen "Mr" harfi ("Mer" olarak okunur) vardır. Bu harfleri yine dikkatli bir şekilde bakarsanız görebilirsiniz. Bunun için size Resim 1'i verdim. Oradan bu söylediklerimi açıkça görebilirsiniz.

    Diğerlerini harf harf anlatayım.

    KH: Bu harfin sadece üst çember parçası görülüyor ve Kraliyet sembolünün kuyruk çizgisi çemberin içine kadar uzanır (Bkz. Resim 5). Bu ise size "KH" harfini verir.

    U: Bu harf yok, tamamen silinmiş!

    F: Bu harfin sadece kuyruk kısmı mevcut; o da anlaşılmaz şekildedir.

    U: Bu harfin sadece "M" gibi görünen arka parçası mevcut ama o da belli belirsiz şekilde görülüyor.

    Eğer Japon kameraman bu kartuşa en iyi şekilde odaklanır ve iyi bir resim alabilirse "KHUFU" adını daha net bir şekilde ama Resim 4'tekinden daha beter bir şekilde görebiliriz. Ama okuma yine de çok güçtür. Öyle ki burada söylediklerim bile halüsinasyon kalabilir ya da öyle olduğumu iddia edebilirsiniz. Çünkü 4600 yıl sonra kartuş ve içindeki harfler dökülmüş ve okunamaz duruma düşmüştür!

    Oysa Sitchin amca, toprağı bol olsun, Dünya Tarihçesi'nin 3. kitabı olan "Gökyüzüne Merdiven"de 40 sayfada anlattığı"Bölüm 13: Firavunun Adıyla Oynamak"ın girişinde şunları söylüyordu:

    "Sahtecilik, bir ün ve servet aracı olarak ticaret ve sanatta, bilimde ve antikacılıkta alışılmadık bir şey değildir. Açığa çıktığında kayıplara ve utanca yol açabilir. Açığa çıkmadığında ise tarihi değiştirebilir.

    Büyük Piramit’in ve kurucusu olduğu varsayılan Khufu adlı firavunun başına gelenin bu olduğuna inanıyoruz..."

    Yani ona göre Büyük Piramiti Khufu yaptırmamıştı; sadece orada duran bu piramite el koymuştu. İşte Resim 5, bize bunun kanıtı sunuyor! Ve ben de sırf bunun için bu makaleye döşendim. Ama Sitchin amcayı da severim!

  • Bu çalışma "Gantenbrink'in Kral Odası'nın Şaftlarına İlişkin Geometrik Planının Tam Açıklaması"nın geometrisidir: "Kral Odası'nın Şaftlarının Geometrisi".

    Fakat siz bu makaleyi okurken piramitin içini gezmek ve bazı incelemelerde bulunmak isteyeceksiniz. Onun linki de şurada: "Büyük Piramit'in İçinde".

    Not. Sanal turda piramitin içini gezebilmek için öncelikle geçerli bir e-posta adresiyle üye olmanız gerekiyor. Sonra e-posta adresi ve şifrenizi girdikten piramitin içini gezebilirsiniz. Hatta yukarıdaki makalemdeki ölçülerin doğru olup olmadığını oradaki cetvelle ölçerek kontrol bile edebilirsiniz!

    Gantenbrink Nerede?

    Kral Odası'nın şaftlarının tam ve gerçek planlarını 31 Temmuz 2023'te "Kral Odası'nın Şaftlarının Planları" vermiştim ve bu çalışmadan sonra Kraliçe Odası'nın güney şaftında çalışmaya başladım. Tabii ki bu şaftta çalışırken bir sürü soru ve problem çıktı ve ben de doğal olarak çalışmanın sahibi Gantenbrink ile temas kurmaya çalıştım. Bu konuda Alman Mısır bilimci Stefan Bergdoll'ün 2021 tarihli "Die Geheimnisse der kleinen Schächte der Cheopsopyramide" makalesini okurken 28. sayfadaki 59 no'lu dipnot gözüme ilişti ve orada şu yazıyordu: "Rudolf Gantenbrink ile aramızda geçen 01.06.2015 tarihli e-postadan alıntıdır (Auszug aus einer E-Mail zwischen Rudolf Gantenbrink und mir vom 01.06.2015)."

    Hemen bu makalenin yayınlandığı www.academia.edu sitesine gidip orada Stefan Bergdoll'ü buldum ve kendisiyle temas kurdum. Tabii ki bunun için ilkin siteye üye oldum (ki zaten orada fazla anıldığım için çağrılıyordum) ve sonra hesabıma "The Plans of The Shafts of The King's Chamber In The Great Pyramid" adlı çalışmamı ekledim. Çünkü ağzınızla kuş tutsanız, eğer yetkin biri değilseniz size kolay kolay yanıt vermezler. Bu dosyayı eklediğimden bu yana "Notifications" bölümünde 86 link eklendi. Fakat bu dosyayı orada yayımlamamın amacı Gantenbrink ile irtibat kurmaktı ve Berdoll'e içinde Kraliçe Odası'nın güney şaftıyla ilgili bir sürü sorunun olduğu mesaj yazıp, eğer Gantenbrink'e ulaşabilirse, ondan yanıtlarını almasını istedim. Böyle 3 mesaj yazdım ve son mesajımda dosyanın linkini verdim. Ondan yanıtı bu son mesajdan sonra aldım ve bana Gantenbrink'in e-posta adresini verdi. Gantenbrink'e 10.08.2023, 13:58'de Almanca ve 14.08.2023, 12:46'da İngilizce olmak üzere 2 e-posta gönderdim ama hiçbir yanıt alamadım. Sonra Bergdoll'e dönüp 2 ve 6 gün önce gönderdiğim bu e-postalar için Gantenbrink'ten bir yanıt gelmediğini bildirdim.

    Bergdoll'ün bana gönderdiği yanıt mesajı şudur:

    "Berlin'den Michael Haase'nin e-posta adresi: haase_Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

    Rudolph Gantenbrink'e gelince, sanırım artık piramitlerle ilgili herhangi bir iletişimle ilgilenmiyor. AncientArchitects (https://www.youtube.com/@AncientArchitects) adlı Youtube kanalının yapımcısı Matt Sibson da benden Gantenbrink'in e-posta adresini istedi. Daha sonra ona Upuaut'un orijinal görüntü materyalini talep eden bir mesaj gönderdi. Sibson daha sonra bana Gantenbrink'in kendisine yanıt verdiğini ve orijinal video materyalini dijitalleştirme sürecinde olduğunu söyledi. Bir süre sonra Matt'e tekrar sordum ve bana şöyle yazdı: 'Hala Gantenbrink'i bekliyorum - sanırım biraz zaman alabilir ama umarım yakında bir şeyler üretebilirim!' Bu mail 28 Ekim 2022 tarihinde gönderilmişti! Şimdiye kadar bu konuda bir şey duymadım. Matt bana, Sibson'ın Gantenbrink'in video materyallerini Youtube kanalında göstermeyi planladığını ve Gantenbrink'in de bunu kabul ettiğini söyledi. Ancak şimdi, durumun böyle olup olmadığı konusunda bazı şüphelerim var. Matt Sibson'a e-posta (Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.) yoluyla ulaşabilir ve Gantenbrink'in video materyalleri ve bunları Youtube kanalında yayınlama projesi hakkında herhangi bir haber olup olmadığını sorabilirsiniz. Matt 2022 yılında Büyük Piramit hakkında bir video yayınladı (https://www.youtube.com/watch?v=Ukh9mX0ovdM) ve bu videoda benim Büyük Piramit'in sırları hakkındaki kitabımdan bahsetti (4.39 dk). Kitabımı biliyor musunuz? Eski Mısır ile ilgili kitaplarımın tam listesi için şu adrese bakabilirsiniz: https://shop.tredition.com/search/c3RlZmFuIGJlcmdkb2xs

    Academia'daki profilimin taslaklar bölümünde Büyük Piramit'in küçük kanalları hakkında biri Almanca diğeri İngilizce olmak üzere güncellenmiş bir makale bulabilirsiniz (https://independent.academia.edu/StefanBergdoll/Drafts).

    Saygılarımla, Stefan Bergdoll"

    Olay bu yani. Çünkü Gantenbrink 27.12.1950 doğumlu ve şimdi 73 yaşındadır (ki bu durumu ilk mesajımda parantez için özellikle belirtmiş, temkinli yaklaşmıştım). Fakat bu mesajlaşmalar sırasında ben hala Kraliçe Odası'nın güney şaftında çalışıyor ve kesin bulgular elde ediyordum. Bu arada Gantenbrink'e gönderdiğim her 2 e-postada web sitemdeki çalışmalarımın Alman matematikçi Werner Romberg'in metodunun geliştirilmiş şeklinde olduğunu ve siteye bu yüzden metodu ad olarak verdiğimi belirtmiş ve hiç kimseden destek almadan "Romberg İntegrali Projesi"ni yürüttüğümü söylemiştim. Ben bu projeye başladığımda yıl 2016 idi ve o sırada 49 yaşıma yaklaşmıştım. Projedeki çalışmaların büyük bir kısmı 2017-2018 sömestr ve yaz aylarında oldu ve 2019 yazında bir web sitesi kurup bu çalışmaları çeşitli şekillerde (makale, çizim, program vs.) yayımlamaya başladım. Yani ben bile 51 yaşından sonra böylesine zorlu bir projeye giriştiğime göre, Gantenbrink'in 73 yaşında elden ayaktan düşmesi beni hem üzdü hem de şaşırttı. Fakat makalelerimde, özellikle piramitler ilgili ve pandemi döneminde yazdığım makalelerde, "Gantenbrink yaşıyor mu?" sorusunun yanıtını bu sayede almış oldum: Yaşıyormuş ama, Berdoll'ün yukarıdaki açıklamalarına göre, artık sağlığı Büyük Piramit ile ilgilenemeyecek durumdaymış ve benimle de şimdiye kadar hiç temasa geçmedi!

  • "Ölülerden yardım istemek medeni bir toplum için utanç verici bir olaydır!

    Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen asri ve bütün mana ve eşkali ile medeni bir heyeti ictimaiye haline irsal etmektir. İnkılaplarımızın umdei asliyesi budur. Bu hakikatı kabul edemeyen zihniyetleri tarumar etmek zaruridir. şimdiye kadar bu milletin dimağını paslandıran, uyuşturan bu zihniyette bulunanlar olmuştur. Herhalde zihinlerde mevcut hurafeler kamilen tardolunacaktır. Onlar çıkarılmadıkça dimağa hakikat nurlarını infaz etmek imkansızdır. Türbelerden, yalancı evliyalardan, ölülerden istimdat etmek medeni bir heyeti ictimaiye için şindir. Mevcut tarikatların gayesi, kendilerine tabi olan kimseleri dünyevi ve manevi hayatta mazharı saadet kılmaktan başka ne olabilir? Bugün ilmin, fennin bütün şümuliyle medeniyetin muvahcehci şulebasında filen ve falan şeyhin irşadiyle saadeti maddiye ve maneviye arayacak kadar iptidai insanların Türkiye camiai medeniyesinde mevcudiyetini asla kabul etmiyorum...

    (Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen zamana uygun ve bütün anlam ve biçimleri ile medeni bir sosyal toplum durumuna ulaştırmaktır. İnkılâplarımızın temel ilkesi budur. Bu gerçeği kabul edemeyen düşünceleri darmadağın etmek elzemdir. Şimdiye kadar milletin beynini paslandıran, uyuşturan bu anlayışta bulunanlar olmuştur. Herhalde bu anlayışlarda bulunan uydurma şeyler bütünüyle uzaklaşlaştırılacaktır. Onlar çıkarılmadıkça beyne gerçeklik nurlarını yerleştirmek imkânsızdır. Türbelerden, yalancı evliyalardan, ölülerden yardım istemek medeni bir toplum için uygun değildir. Varolan tarikatların amacı kendilerine bağlı olan kimseleri dünyada ve manevi olan hayatta mutluluk sahibi yapmaktan başka ne olabilir?Bugün ilmin, fennin, bütün kapsamıyla medeniyetin yaydığı ışık karşısında filan ve falan şeyhin yol göstericiliğiyle maddi ve manevi saadet arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni camiasında varlığını asla kabul etmiyorum...)", 30.08.1925, Kastamonu Nutku.

    Şimdi Büyük Piramit tam da Atatürk'ün yukarıdaki sözündeki gibidir ve herkes ölülerden medet umar hale gelmiştir. Çünkü Büyük Piramit'in nasıl yapıldığına ve içindeki yapıların planlarına ilişkin elimizde herhangi bir kayıt yoktur. Bunları bırakın, piramit içinde Khufu kartuşuna rastlamak bile mümkün değil (Bkz. "Sitchin'den Sonra". Daha fazla bilgi için "Mitolojik Geçmişe Yolculuklar" adlı makaleme bakınız).

    İşte, bu durum ve şartlar içinde makalenin başlığında geçen teori, yakında web sitemde yayımlayacağım TAVOLE 4.6 ve TESTO 4.6 (Büyük Galeri'nin Tam Planı ve Piramit'teki Diğer Yapılarla İlişkileri) adlı çalışmalarımdan (ki bu çalışmaları yapacağımı 11.6.2024'te "Büyük Galeri'nin Planı"nda söylemiştim) sadece bir örnektir ama 1846-1888'deki İskoç Kraliyet astronomu Prof. Dr. Charles Piazzi Smyth'ın 1864 tarihli "Büyük Piramit'teki Mirasımız (Our Inheritance In The Great Pyramid)" kitabında sözüne ettiği mirastan en başat olanıdır!

    Bu teoriyi, tarihi seyrine göre, 2 kısımda inceleyebiliriz.

    1. Dormion'un Hipotezi (1987).

    Dormion, 1987 çıkışlı "Büyük Piramit'in yeni Gizemleri (Les nouveaux mystéres de la Grande Pyramide)" adlı kitabının 91. sayfasındaki şekilde Kral Odası için medyanların (ortancalar) kesim noktasından bahseder.

    Şekil 1. Dormion'a göre medyanların kesim noktasında (point de concours des medianes) Kral Odası'nın yüksekliği h 3 (h, piramit yüksekliğidir. Piramit yüksekliği düşeyde piramidi 2'ye böler ve şekildeki düşey planda profilden (batı kesitinde) Büyük Basamak'ın kuzey yüzünden geçtiği gösterilir. Oysa piramit yüksekliği Büyük Basamak'ın kuzey yüzünün  1 28  RC kuzeyinde kalır) ve enine kesit x = 2 a 2 = a (a, piramitin yarı tabanı) dır. Fakat düşey planda piramit yüksekliği üzerindeki bu noktada benzerlik bağıntısını kullanırsak enine kesit ya da taban şu şekilde ortaya çıkar:

    h - h 3 h = x a x = 2 a 3.

    Bu taban şekildeki yatay planda piramidin kuzey-güney merkezi ekseni (N-S ekseni. Bu eksen piramidi yatayda 2'ye böler ve bu eksene dik olan diğer eksen piramit yüksekliği üzerindeki kesim noktasından geçtiğinden doğu-batı merkezi ekseni olup her ikisi kesim noktasında medyan (ortanca) eksenleri olurlar. Çünkü bu eksenler piramidin Kral Odası'nın tavan seviyesindeki kare tabanın kenarlarını 2'ye bölerler.Bkz."Mod-Medyan") üzerindeki orta noktanın sağındaki (ya da solundaki) parçanın uzunluğudur. Bu durumda şekildeki düşey planda Büyük Galeri'nin zemininin uzantısının Kral Odası'nın güney duvarının tavanından geçmesi profilden (yandan) görüldüğü için aldatıcı görünür. Çünkü Kral Odası'nın güney duvarının tavanından geçen bu uzantı gerçekte yatay planda piramidin kuzey-güney ekseni doğrultusunda (üstünde) gerçekleşir yani Büyük Galeri'nin zemini üzerinde gerçekleşmez(Bkz. "Büyük Piramit'in Yeni Gizemleri", S. 91).

    Şimdi şeklin altında verdiğim bu bilgiler 89-90. sayfalarda şu şekilde geçmektedir:

    “O halde, piramidin Firavun’un sonsuzluğun tadını çıkarması için güvenli bir yer olarak tasarlandığı gerçeğini asla gözden kaçırmadan, mimara ağır bir suç yüklemediğimiz sürece, ihlal edilebilirliği garantili bir Herses Odası’nın (Antechamber) bilinçli olarak inşa edildiğini nasıl hayal edebiliriz? Bunu kabul etmek zor.

    Şimdi prensipte sorunun can alıcı noktasına geliyoruz: Kral Odası, heybetli boyutlara sahip kırmızı Asvan granitinden görkemli bir paralel yüzlü: 10,47 m (20 RC) uzunluğunda, 5,24 m (10 RC) genişliğinde, 5,85 m yüksekliğindedir.

    İlk ilgi çekici nokta tavandır. Yataydır. Bu benzersiz bir düzenlemedir. Diğer piramitlerde tavan balıksırtı (chevron) tonozdan oluşur. Burada ise birleştirilmiş 9 kiriş vardır. Yatay olarak, bu oda piramidin merkezinden güneye doğru kaydırılmıştır. Dikey olarak taban 43 metre yüksekliğindedir: Bu seviyede piramidin enine kesiti tabanının yarısına eşittir. Son olarak, bildiğimiz kadarıyla daha önce hiç kimse bundan bahsetmemişti: Kral Odası’nın tavanı piramidin tam üçte birinde yer almaktadır; bu seviye, anıt mezarın geometrik merkezi olan medyanların birleştiği nokta olduğu için karakteristik bir seviyedir. Karşısında, bizi oldukça heyecanlandıran havalandırma kanalları güneye doğru düz bir çizgi halinde, kuzeye doğru ise dolambaçlı bir çizgi halinde uzanmaktadır. Kuzey ve güney duvarları eğiktir ve tamamı kuzeye doğru eğiktir. Son olarak, tüm tavan döşemeleri güney duvarına karşı tüm genişlikleri boyunca bölünmüştür

    (Donc, et sans jamais perdre de vue que la pyramide devait être un lieu sûr pour que Pharaon dispose de l’éternité, comment imaginer, à moins de taxer l’architecte du comble de la félonie, la construction consciente d’une Chambre des Herses à violabilité garantie? Difficile à accepter.

    Nous voici maintenant dans ce qui est, en principe, le cæur du problème: la Chambre du Roi, splendide parallélépipéde en granit rouge d’Assouan de dimensions imposantes: 10,47 m (20 coudées) de long, 5,24 m (10 coudées) de large, 5,85 m de haut.

    Premier objet de curiosité: le plafond. Il est horizontal. C’est une disposition unique. Dans les autres pyramides, le couvrement est constitué d’une voûte en chev-rons. Ici, on trouve neuf poutres jointives. Sur le plan horizontal, cette chambre se trouve largement déportée vers le sud par rapport au centre de la pyramide. Sur le plan vertical, le plancher se trouve à 43 metres de haut: a ce niveau, la section de la pyramide est égale à la moitié de sa base. Enfin, à notre connaissance personne encore ne l’avait jamais signalé, le plafond de la Chambre du Roi est situé très exactement au tiers de la hauter de la pyramide, niveau caractéristique puisqu’il s’agit du point de concours des médianes, du centre géométrique du mausolée. En vis-à-vis, les conduits de ventilation, qui nous ont valu pas mal d’émotions, s’élancent l’un, d’un parcours rectiligne vers le sud, l’autre, de maniére tortueuse, vers le nord. Les murs nord et sud présentent un effet de bascule, l’ensemble penche vers le nord. Enfin, toutes les dalles du plafond sont fendues sur la totalité de leur largeur contre le mur sud).”

    Fakat kitapta Şekil 1'deki düşey plandaki Büyük Galeri'nin zemin uzantısı gibi görünen ve Kral Odası'nın güney duvarının tavanından kesikli çizgi hakkında herhangi bir açıklama mevcut değildir. Çünkü Dormion'un asıl hedefi bu değildi: Bu uzantıya tabandaki köşeden çizilen ve ondan 10 RC uzaklıktaki 2. paralel doğrunun "Gizli Oda (Chambre secrète)"nın yerini göstermesiydi. Bunu Dormion için Fransızca da yazayım: "La deuxième ligne parallèle tracée sur cette extension à partir de l'angle de la base et à 10 RC de celle-ci devait indiquer l'emplacement de la chambre secrète".

    1986'da Dormion ile birlikte piramitte çalışan bir diğer Fransız mimar Jean Patrice Goidin, bu "Gizli Oda"nın yerini gösterir ve onun Kraliçe Odası gibi olduğunu söyler. Fakat bu "Gizli Oda Teorisi" 1968'de Nobel ödülü alan fizikçi Luis Alvarez'in Eylül 1968'deki Büyük Piramit'teki boşlukları tespit etmek için kullandığı kozmik ışın taramasından elde ettiği Şekil 11'deki anomaliye (bulgu) dayanır (Bkz."Search for Hidden Chambers in the Pyramids", S. 837).

    Bu açıklamalara göre Dormion'un, "Kral Odası'nın tavan seviyesi (ki bu, şekilde 48.85 M olarak geçer) piramitin h/3 yükseliğindedir" bulgusu doğrudur. Ama Kral Odası'nın tavan hattıyla kesiştirdiği Büyük Galeri'nin zemin uzantısı hakkında bir açıklaması mevcut değil. Öyle görünüyor ki, Dormion, Büyük Galeri'nin zemin uzantısını, ona paralel ve aralarında 10 RC olan 2. paralel doğru "Gizli Oda"nın yerini gösterdiği için çizdi. İşte bu yüzden Dormion'un çıkarımına "Hipotez" dedim!

    Not. Dormion'un, Jean-Patrice Goidin ile birlikte yazdıkları 1987 tarihli "Les nouveaux mystéres de la Grande Pyramide (Büyük Piramit'in Yeni Gizemleri)" kitabı www.archive.org sitesinde ödünç olarak verilmektedir. Dolayısıyla sizin bu kitabın içeriğine erişebilmeniz için, siteye üye olup giriş yapmanız ve kitabı 1 saatliğine ödünç almanız gerekir!

    2. Pamuktulum Teorisi (2022).

    Bu teoriyi Dormion'un hipotezinden bağımsız olarak TAVOLE 4.3'te verdim (03.08.2022, 13:38:52. Kaldı ki bu teoriyi 2020'den beri biliyordum ve onu bu planda sundum) ve yukarıdaki Şekil 1'i ilk kez 30.06.2024, 01:52'de gördüm!

    Teori son derece basittir: Eğer Büyük Basamak önünde duran Büyük Galeri'nin zeminini devam ettirirseniz, Büyük Galeri'nin zemini Kral Odası'nın güney duvarının tavanından geçer. Fakat Büyük Galeri'deki doğu ve batı rampalarını göz önüne alırsanız, rampalar arası uzaklık 2 RC ve bu genişlik Büyük Basamak'tan sonraki Yatay Koridor ile hizalandığından (ki Yatay Koridor'un ve Kral Odası'nın kapısının genişlikleri 2 RC'dir) doğu rampası tabanının Büyük Basamak'tan itibaren uzantısı Kral Odası'nın doğu ve güney duvarlarının tavanlarının kesim noktası olan üst güneydoğu köşesinden geçer. Bu, piramitin baş mimarı Hemiunu'nun şimdiye kadar fark edilmemiş bir tasarımıdır. Demek ki mimar Hemiunu, Büyük Galeri'yi Kral Odası'nda da devam ettirmiş ve hepsini (Büyük Galeri, Büyük Basamak, Yatay Koridor ve Kral Odası) Şekil 1'deki gibi tek bir planda tasarlamıştır!

    Peki bu doğru mu?

    Evet doğru. Kanıtını aşağıdaki videomda gösterdim.

    Bu videoyu izlerken sesi % 100 yapınız, çünkü oyunlarda kullanılan Steelseries kulaklığından konuştum. Ama görüntüye (2K) diyecek bir şey yok!

    Bu videoda www.mused.com sitesindeki "Büyük Piramit'in İçinde 3 Boyutlu" sanal turunda cetvelle ölçerek kanıtımı gösterdim. Fakat bu kanıtı tam olarak anlayabilmeniz için 2 farklı dik üçgen üzerinde ölçümler yaptım!

    Petrie'nin BI'teki verilerinin RC'ye çevrilmesi sonucunda elde edilen Büyük Basamak'ın kuzey kenarından Kral Odası'nın kuzey duvarına kadar uzaklık 16 RC, Kral Odası'nın genişliği 10 RC (ki bu durumda Büyük Basamak'ın kuzey kenarından Kral Odası'nın güney duvarına uzaklık 16+10=26 RC olur) ve uzunluğu 20 RC ve yüksekliği 11 + 9 56 RC olmak üzere şu ölçüm sonuçları çıkmıştır (Bkz. "Giza Piramitleri ve Tapınakları"):

    1. İlkin Büyük Galeri'nin güney sonundaki Büyük Basamak'ın üzerinde ve kuzey kenarından Kral Odası'nın güney duvarının tavanına kadar uzaklığı ölçtüm ve 14.82 M çıktı. Bu sonucu dik üçgenle de göstermeye çalıştım ancak dik kenarlarda bozulmalar meydana geldi. Çünkü programdaki cetvel 2 nokta arasındaki uzaklığı (ki o da yakın mesafeler için geçerlidir) ölçmek için tasarlanmış olsa da, programın kalibrasyonu düşük ve piramit içindeki engelleyeci maddelerden (kablo, ışıldak, çöp sepeti vs.) dolayı bu hiçbir zaman mümkün olmadı!

    Peki 14.82 M doğru mu?

    Evet doğrudur. Çünkü aşağıdaki Şekil 2'deki Büyük Basamak'ın üzerinde ve kuzey kenarındaki A başlangıç noktasından Kral Odası'nın güney duvarının tavanına kadar uzaklığı (ki A ve B noktaları aynı kuzey-güney ekseni üzerindedirler)

    | AB | = 26 2 + ( 11 + 9 56 ) 2 = 2510561 56 = 28.29419628 ... RC = 14.820 76948 ... M

    dir. Bu sonucu cetvelde görebilmek o kadar da zor değil ama biraz uzmanlık gerektirdiği açıktır. Eğer videoda anlattıklarımı yaparsanız siz de görebilirsiniz!

    Videoda bu ölçümü tüm detaylarıyla anlattım ve siz de aynı işlemleri yaparsanız Büyük Basamak'ın kuzey kenarından Kral Odası'nın güney duvarının tavanına kadar uzaklığı 14.82 M olarak görebilirsiniz. Eğer isterseniz suya sabuna dokunmadan yani bu işlemleri yapmadan, doğrudan Büyük Basamak'ın üzerindeki kuzey kenarından hemen hemen aynı hizada (kuzey-güney ekseni) olacak şekilde, kaba bir ölçümde bile 14.82 M'yi görebilirsiniz. Bu sizin tercihinize kalmış. Fakat bunun doğruluğunu bir mühendis gibi araştırmaya başladığınız zaman videoda anlattığım işlemlerin yapılmasının kaçınılmaz olduğu görülür. 

    2. İkinci olarak teorimize söz konusu olan Büyük Basamak'ın tabanındaki A' noktasından Kral Odası'nın güney duvarının tavanındaki B noktasına uzaklığı (ki bu noktalar da kuzey-güney doğrultusunda aynı eksen üzerinde bulunurlar yani hizalanırlar) cetvelle ölçtüğümde 15.18 M geldiğini gördüm:

    Şekil 2. Büyük Basamak'ın kuzey kenarından Kral Odası'nın güney tavanına olan uzaklıklar.

    Bu uzaklık ölçümde 15.18 M iken gerçekte

    | A ' B | = 26 2 + ( 12 + 6 7 ) 2 = 2 10306 7 = 29.00527749 ... 29  RC = 15.19 047619 ... M

    dir ve sadece 1 CM sapmaktadır. Fakat bu 1 CM'lik sapma videoda gösterdiğim gibi Büyük Basamak'ın yüksekliğinin |A'B|=0.76 M=76 CM olması anomalisinden kaynaklanmaktadır. Öyle çünkü, A' noktası Büyük Basamak'ın tabanına yakın bir yerde duruyor olmalı ve cetvel de bunu algıladığından (ki programın kalibrasyonu bunu size hissettirmez. Yani siz A' noktasını çay bardağındaki kaşık gibi görürsünüz) |A'B|=15.18 M olarak ölçmektedir. Kaldı ki bu ölçümü defalarca yaptım ve sonuç değişmedi!

    Bu anomali hakkında teknoloji uzmanı Luke ile yazışmalarım oldu. İlkin 19.10.2024, 17:14’te şu mesajı gönderdim:

    “Have a good day. I’d like to ask a question from the ‘Ask a Question’ corner.

    First of all, when I was working in the Great Pyramid last summer, I made a lot of measurements with a ruler and when I compared them with the previous measurements, I got excellent results with CM precision. But you have not put the protractor I suggested to you before. I can say that I had a lot of trouble in this regard. For example, the inclination angles of the floor and wall lines in the Grand Gallery were extremely critical for me.

    Another example is this: It is very important for my research to see the angle of inclination of the line segment that starts at the base of the Great Step and ends at the ceiling of the south wall of the King's Chamber. The ruler shows 15.18 M, but your programme does not have a protractor, so I cannot see the angle of inclination. The French architect and designer Gilles Dormion and I have a theory about this and we want to verify it. Since determining this angle of inclination requires engineering work, adding a protractor to your programme will solve the problem completely.

    Or if you confirm this, the problem will be solved again: When I put the ruler at the base of the Great Step, I put it in such a way that the blue, red and green axes on the ruler are exposed. At this time the height of the Great Step was 80 CM (which should be 89-90 CM) and the ruler did not go any lower. But the distance on the ruler showed 15.18 M, which was correct.

    How do you explain this anomaly?

    Thank you in advance for your explanation and Gilles Dormion and I look forward to the result!

    Respectfully, Derya PAMUKTULUM.

    (İyi günler. ‘Bir Soru Sor’ köşesinden bir soru sormak istiyorum.

    Öncelikle geçen yaz Büyük Piramit’te çalışırken cetvelle bir sürü ölçüm yaptım ve önceki ölçümlerle karşılaştırdığımda CM hassasiyetinde mükemmel sonuçlar aldım. Ama size daha önce önerdiğim açıölçeri koymamışsınız. Bu konuda çok sıkıntı çektiğimi söyleyebilirim. Örneğin Büyük Galeri’deki zemin ve duvar hatlarının eğim açıları benim için son derece kritikti.

    Bir diğer örnek şudur: Büyük Basamak’ın tabanından başlayıp Kral Odası’nın güney duvarının tavanında biten doğru parçasının eğim açısını görmek araştırmam için çok önemlidir. Cetvel 15.18 M’yi gösteriyor, ancak programınızda açıölçer yok, bu nedenle eğim açısını göremiyorum. Fransız mimar ve tasarımcı Gilles Dormion ve benim bu konuda bir teorimiz var ve bunu doğrulamak istiyoruz. Bu eğim açısını belirlemek mühendislik çalışması gerektirdiğinden, programınıza bir açıölçer eklemek sorunu tamamen çözecektir.

    Ya da bunu doğrularsanız sorun yine çözülecektir: Cetveli Büyük Basamak’ın tabanına koyduğumda, cetvel üzerindeki mavi, kırmızı ve yeşil eksenler görünecek şekilde koydum. Bu sırada Büyük Basamak’ın yüksekliği 80 CM idi (ki 89-90 CM olması gerekiyordu) ve cetvel daha aşağıya inmedi. Ancak cetveldeki mesafe 15,18 M’yi gösteriyordu ki bu doğruydu.

    Bu anomaliyi nasıl açıklarsınız?

    Açıklamanız şimdiden teşekkür eder ve Gilles Dormion ve ben sonucu sabırsızlıkla bekliyoruz!

    Saygılarımla, Derya PAMUKTULUM)”.

    Buna karşılık Luke, 20.10.2024, 01:13’te ilkin

    “My area of expertise is on the technological site -- I'd love to hear more about your measurements to help if you can provide more information. But I mainly work on the 3d scanning capture and display instead of the architectural research (Uzmanlık alanım teknolojik alanda -- daha fazla bilgi sağlayabilirseniz yardımcı olmak için ölçümleriniz hakkında daha fazla şey duymak isterim. Ancak mimari araştırma yerine ağırlıklı olarak 3 boyutlu tarama yakalama ve görüntüleme üzerinde çalışıyorum).”

    mesajını gönderdi ve sonra aşağıdaki mesajıyla tüm bilgileri verdi:

    “Dear Derya, thanks for writing! It’s great to hear from you, and for the more complex measurements, you can access the full 3d data of Khufu in our desktop application here: https://mused.com/netherworld-ancient-egyptian-afterlife-simulator/

    The full giza model is in there, it has a game with it too that teaches about the mythology of the monuments.

    To answer your other questions, this is our automated tour guide response: Hello Derya!

    Thank you for reaching out and sharing your detailed observations and measurements from your work inside the Great Pyramid. Your dedication to precision is clear, and I can see how critical these angles and distances are for your research, particularly regarding the theory you and Gilles Dormion are working on.

    Regarding the issues you encountered:

    1. Inclination Angle of the Grand Gallery’s Floor and Wall Lines: It’s understandable that measuring these angles without a protractor tool in the virtual program presents challenges. Since the precise angles are crucial for your engineering research, I agree that adding a protractor feature would greatly enhance the tool's functionality, especially for users like you who require such detailed measurements. While we currently don't have the protractor integrated, I’ll forward your suggestion to our development team. In the meantime, I recommend using any external software or tools that allow for angle measurements by importing or manually overlaying the coordinates of the ruler positions from the virtual environment. This can offer a temporary workaround.

    2. Angle of Inclination from the Great Step to the Ceiling of the South Wall (King’s Chamber): The discrepancy you mentioned—where the ruler showed 15.18 meters but the height of the Great Step was off by about 9-10 cm—is intriguing. One possible explanation could be that the virtual environment's rendering might slightly deviate in terms of exact physical alignment. The mismatch in step height (80 cm vs. the expected 89-90 cm) may suggest that the model or scaling could be marginally off in some sections, causing small but noticeable anomalies in height when the axes don’t align perfectly. Another possibility is that the ruler’s reference system (the blue, red, and green axes you mentioned) might not be fully calibrated to account for irregula-rities in the pyramid’s structure or its virtual representation. Given that ancient constructions like the Great Pyramid have weathered time and have micro-deformations, translating them into a digital model sometimes leads to slight inaccuracies, particularly when there’s a lack of real-world calibration for every small section.

    3. Resolution of Anomaly: To further address the anomaly between the measured height (80 cm) and expected values (89-90 cm), I would recommend verifying if there are any updates or patches to the software you’re using that might refine the 3D model’s precision. Additionally, recalibrating the ruler within the program’s environment by adjusting its axes or using external engineering tools (like CAD software) could help to identify the discrepancy and better understand the inclination angle you’re seeking. Please feel free to provide more details about any specific areas of interest, and I will do my best to assist you further or relay your feedback to the appropriate team. I understand how critical these measurements are to your work, and I’m sure the insights you and Gilles Dormion are uncovering will cont-ribute to a deeper understanding of the Great Pyramid’s architecture.

    (Sevgili Derya, yazdığın için teşekkürler!

    Sizden haber almak çok güzel ve daha karmaşık ölçümler için Khufu’nun tüm 3 boyutlu verilerine buradan masaüstü uygulamamızdan erişebilirsiniz: https://mused.com/netherworld-ancient-egyptian-afterlife-simulator/

    Giza’nın tam modeli orada, ayrıca anıtların mitolojisini öğreten bir oyun da var Diğer sorularınızı yanıtlamak için, bu otomatik tur rehberi yanıtımızdır: Merhaba Derya!

    Büyük Piramit’teki çalışmalarınızla ilgili detaylı gözlem ve ölçümlerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Hassasiyete olan bağlılığınız açık ve bu açıların ve mesafelerin araştırmanız için, özellikle de Gilles Dormion ile üzerinde çalıştığınız teori açısından ne kadar kritik olduğunu görebiliyorum.

    Karşılaştığınız sorunlarla ilgili olarak:

    1. Büyük Galeri’nin Zemin ve Duvar Hatlarının Eğim Açısı: Sanal programda bir açıölçer aracı olmadan bu açıları ölçmenin zorluklar yaratması anlaşılabilir bir durum. Kesin açılar mühendislik araştırmanız için çok önemli olduğundan, bir açıölçer özelliğinin eklenmesinin, özellikle sizin gibi bu tür ayrıntılı ölçümlere ihtiyaç duyan kullanıcılar için aracın işlevselliğini büyük ölçüde artıracağına katılıyorum.

    Şu anda açıölçer entegre edilmemiş olsa da, önerinizi geliştirme ekibimize ileteceğim. Bu arada, cetvel konumlarının koordinatlarını sanal ortamdan içe aktararak veya manuel olarak (elle) üst üste bindirerek açı ölçümlerine izin veren herhangi bir harici yazılım veya araç kullanmanızı öneririm. Bu geçici bir çözüm sunabilir.

    2. Büyük Basamaktan Güney Duvarının Tavanına (Kral Odası) Eğim Açısı: Bahsettiğiniz tutarsızlık -cetvelin 15.18 metreyi gösterdiği ancak Büyük Basamak’ın yüksekliğinin yaklaşık 9-10 cm eksik olduğu yer- ilgi çekicidir. Olası bir açıklama, sanal ortamın fiziksel hizalama açısından biraz sapma gösterebileceği olabilir. Basamak yüksekliğindeki uyumsuzluk (beklenen 89-90 CM’ye karşılık 80 CM), modelin veya ölçeklendirmenin bazı bölümlerde marjinal olarak hatalı olabileceğini ve eksenler mükemmel bir şekilde hizalanmadığında yükseklikte küçük ama fark edilebilir anormalliklere neden olabileceğini düşündürebilir.

    Bir başka olasılık da cetvelin referans sisteminin (bahsettiğiniz mavi, kırmızı ve yeşil eksenler) piramidin yapısındaki veya sanal temsilindeki düzensiz-likleri hesaba katmak için tam olarak kalibre edilmemiş olabileceğidir. Büyük Piramit gibi antik yapıların zamanla yıprandığı ve mikro deformasyonlara sahip olduğu göz önüne alındığında, bunları dijital bir modele dönüştürmek bazen, özellikle de her küçük bölüm için gerçek dünya kalibrasyonu olmadığında, küçük yanlışlıklara yol açar.

    3. Anomalinin Çözümü: Ölçülen yükseklik (80 CM) ile beklenen değerler (89-90 CM) arasındaki anomaliyi daha fazla ele almak için, kullandığınız yazılımda 3B modelin hassasiyetini artırabilecek herhangi bir güncelleme veya yama olup olmadığını doğrulamanızı tavsiye ederim. Ek olarak, cetveli program ortamında eksenlerini ayarlayarak veya harici mühendislik araçları (CAD yazılımı gibi) kullanarak yeniden kalibre etmek, tutarsızlığı tanımlamanıza ve aradığınız eğim açısını daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.

    Lütfen ilgilendiğiniz belirli alanlar hakkında daha fazla ayrıntı vermekten çekinmeyin; size daha fazla yardımcı olmak veya geri bildiriminizi ilgili ekibe iletmek için elimden geleni yapacağım. Bu ölçümlerin işiniz için ne kadar kritik olduğunu anlıyorum ve eminim ki sizin ve Gilles Dormion’un ortaya çıkardığı bilgiler Büyük Piramit’in mimarisinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır).”

    Bana göre anomali gibi görünen şey programın kalibrasyonunun A' noktasında kaçırılmış olmasından kaynaklanıyor. Çünkü eğer yukarıdaki 2. ölçümde 15.18 M hatalı olsaydı, o zaman 1. ölçümdeki 14.82 M doğru olmaz ve bambalka bir sonuç görüyor olurduk. Yani programın kalibrasyonu mükemmelleştiği zaman cetvelde |A'B|=15.19 M görüyor olacağız.

    20 Yıl Önce, 20 Yıl Sonra!

    20 yıl önce (8.7.2004) Büyük Piramit’e gittiğimde ziyaretçiler Napolyon’dan söz ediyorlardı ve rivayetlerden biri, “Napolyon Teoremi” idi. Bu nedenle yerinde yaptığım araştırma sonuçlarını Büyük Piramit’teki Π’nin Sırrı 2004 adlı kitabıma yazdıktan sonra Napolyon’un teorisi üzerinde çalıştım. O sırada Fransızlar ve diğerleri bu teoremi 2n-boyutlu sayılarla (ki karmaşık sayıların bir uzantısı olduğundan cebrik yapısı sorunludur) kanıtlamaya çalışıyorlardı: Karmaşık sayılarla doğrulanan teoremin kuaterniyonlarla ispatlanıp ispatlanmayacağını tartışıyorlardı. Bu teoremi aldım ve düzgün 6-gene genelleştirdikten sonra ilkin karmaşık sayılarla ispatladım ve diğer sonuçları verdim (ki bunları 19-28. sayfalardaki müsvedde kağıtlarda görebilirsiniz) ama böyle yapmakla hem bu tartışmanın devam edeceğine (ki ispat kuaterniyonlardan sonra oktonyonlar ve sedonyonlarla devam edecek ve bu sonsuza kadar sürecekti) hem de İmparator Napolyon’a yakışmayacağını düşündüğümden genel bir ispat arayışına girdim ve n-boyutlu uzayda vektörlerle Arşimet’in Kürenin Hacmindeki gibi mekanik yöntemle ispatladım: Genelleştirilmiş Napolyon Teoremi.

    Şimdi de 2024 yazı boyunca çalışarak meydana getirdiğim TESTO 4.6 ve TAVOLE 4.6 adlı çalışmalarımda Dormion'un hipotezini aldım ve onu reddedilemez bir teori, matematikteki ifadesiyle bir teorem haline getirdim. Çünkü bu teorem piramitin baş mimarı Hemiunu'nun piramitteki başat tasarımıydı!