• +228 872 7355
  • Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
slide-0.jpg
slide-1.jpg
slide-2.jpg
slide-3.jpg
slide-4.jpg
slide-6.jpg
previous arrowprevious arrow
next arrownext arrow
  • AMENHOTEP II, Giza Piramitleri'ni Anarken!

    II. AMENHOTEP'in rölyefi, Luksor MüzesiAMENHOTEP II'nin rölyefi, Luksor Müzesi (Oriinali). Majesteleri burada Sfenks Stelası'na göre tasvir edilmiştir. O genç bir adam olarak atletik yetenekleriyle tanınıyordu. En büyük atletik yeteneklerinden biri, dizginleri beline bağlı şekilde araba sürerken 20 RC uzaklıktaki ve 1 El genişliğindeki Asya bakırından yapılma 4 hedefi oklarıyla vurmasıydı. Sonra Majesteleri MONTU (Savaş Tanrısı) gibi arabasında göründü, yayını ve aynı anda 4 okunu tuttu. Kuzeye doğru yürüdü, savaş kıyafetinde onları MONTU gibi vurdu ve okları arkadan çıktı. (ki burada bir hedefi 5 okuyla nasıl vurduğu ve onların hedefin arkasından nasıl çıktığı resmedilmiştir). Bu, daha önceden hiç yapılmamış ya da duyulmamış bir şeydi: Bakır hedefi vuran ve yere düşen bir ok-Kral hariç...

    "Gençken Memfis'te atları yok etti ve HOR-EM-AKHET (Büyük Sfenks) Tapınağı'nda durdu. Orada (arabasıyla) dolaşırken Saygıdeğer KHUFU ve KHAFRE'nın Tapınakları'nın güzelliğine bakmak için epey bir süre harcadı. Kalbi isimlerini tutmaya can attı, ve kalbine yerleştirdi.

    Sonra Majesteleri o yeri hatırladı; kendisinin hoşlandığı HOR-EM-AKHET Piramitleri'nin komşuluğunda ve oraya bir Tapınak dikilmesini, ve kireçtaşından yapılma bir stelanın dikiminin yapılmasını emrettiği, ki içine büyük ismi AA-KHEPERU-RA yazılan, yeri. Sonsuza dek hayat verilen Sevgili HOR-EM-AKHET.", AMENHOTEP II'nin Sfenks Stelası: "Selim Hasan: The Great Pyramid of KHUFU and Its Mortuary Chapel, S. 3" ve "Selim Hasan: The Great Sphinx and Its Secrets, S. 76-77"

    Stelada geçen tüm bu olaylar AMENHOTEP II'nin, resimde görüldüğü üzere, "chariot" denilen bir çift tekerlekli ve bir çift attan oluşan arabasıyla (ki normalde tek at konulurken kendisi tahtın varisi bir Prens olduğu için bir çift atla güçlendirilerek dönemin F-35'ine dönüştürülmüştür. Bkz. "Mid-18th Dynasty Rulers, S. 10". 12 sayfada da Sfenks'in yanındaki Tapınağı görülmektedir) Memfis'ten Giza Piramitleri'ne sürdüğü gençliğinde olmuştur. O, sadece gençliğinde arşınladığı Giza Piramitleri ve Tapınakları'nı yaşlılığında tahtındayken hatırlıyor ve bunu yazdırttığı bir kireçtaşı stelasında bildiriyor. Stelada KHUFU ve KHAFRE'nın isimleri geçerken MENKAURE'nın ismi geçmez; ama MENKAURE Piramiti'ni ve Tapınağını da gördüğü açıktır. İşte bu sonuçla, AMENHOTEP II'nin döneminde Giza Piramitleri hakkında tarihi bilgilerin çok az olduğunu, dolayısıyla unutulmaya yüz tutmuş olduğunu anlıyoruz. Bu nedenle Selim Hasan, steladaki metne göre "HOR-EM-AKHET'in Piramitleri" açıklamasında bulunur (ki bu isim daha sonra THUTMOSE IV'ün "Rüya Stelası"nda da geçer. Buna göre "HOR-EM-AKHET", "Ufkun üstündeki HORUS" anlamına gelmekle birlikte "Sfenks" olarak anılır).

    Burada AMENHOTEP II'nin, kendi zamanında unutulmuş Firavunlardan KHUFU, KHAFRE (ve MENKAURE) isimlerini canlandırması, bana Eski Mısır'daki "ölen bir kimsenin adını söylemek demek, onu yaşatmak demektir" atasözünü hatırlattı. Çünkü Eski Mısır'da ölen bir kimsenin adının söylenmesiyle, o kişinin yaşadığına inanılırdı. Metinden anlaşıldığına göre, AMENHOTEP II'nin bu işi yapmadan önce bu isimleri hafızasına değil kalbine yerleştirmesi gerekiyor (Bkz. "UNAS Piramiti Metinleri"). Onun bu isimlerden hoşnut olduğunu göstermekle birlikte, Eski Mısır'da düşünme organının beyin değil kalp olduğunu gösterir (ki mumyalamada beyin ve tüm iç organlar çıkarılırken kalp yerinde bırakılıyordu). Eski Mısır'daki bu inanış daha sonra tüm Kutsal Kitaplar'a aynen geçmiştir. Yine, "Ahret" düşüncesi onlardan bize miras kalmadır (Bkz. "Büyük Piramit"). Eğer Eski Mısır'dan bize intikal eden diğer mirasları saymaya kalkarsam, korkarım ki Erbakan Hocamızın dediği gibi donumuzu bile alırlar!

    Steladan bir diğer öğrendiğimiz bilgi, AMENHOTEP II'nin, babası THUTMOSE III gibi uzun boylu ve atletik yapıya sahip şampiyon bir sporcu olduğudur (Bkz. Yukarıdaki rölyefin altındaki açıklamalara). Yani onlar (AMENHOTEP III, AMENHOTEP II, THUTMOSE IV) babadan kalma genetik bir miras olarak hepsi "Şampiyon Firavun" idiler. Aynı şekilde, Agon Rodriguez'in hazırladığı şu çalışmada görüldüğü üzere KHAFRE ve MENKAURE da şampiyon idiler:

    Daha sonra AMENHOTEP II'nin Giza Piramitleri'ndeki bu çoşkusu oğlu THUTMOSE IV'e geçti ve o da, Büyük Sfenks'in altında gördüğü bir rüya sonucu kral olacağını öğrenince, Sfenks'in pençelerinin arasına "Rüya Stelası"nı diktirtti (Bkz. "Sfenks'in Gözleri/Bölüm 3: Adı Olmayan Dünya Harikası/Sfenks'in Gözü", S. 282-289.

    Linki tıkladığınızda karşınıza steladan alınma şu metin çıkar:

    "Bana bak, başını kaldır ve gözlerini bana çevir, oğlum THUTMOSE. Ben senin baban AA-KHEPERU-RA-ATUM'um. Sana hükümdarlık... Mısır'ın zenginliklerini vermek istiyorum. Bütün ülkelerin vereceği haraçlar da senin olacak. Uzun yıllardan beri yüzün sana çevrili, kalbim de seninle dolu. Üstünde durduğum çölün kumu beni sıkıyor. Dileğimi yerine getireceğine söz ver..."

    Fakat bu metindeki, dini metinlerdeki gibi, THUTMOSE IV ile konuşan Sfenks'i (AMENHOTEP II) idrak etmek kolay değildir. Ben size bunu şu şekilde çevireyim: Her bir Firavun hem bir Tanrı hem de bir Kral yani Tanrı-Kral (God King) olduklarından Sfenks'in yani AMENHOTEP II'nin THUTMOSE IV ile konuşmasından daha doğal ne olabilir ki!).

    KHAFRE Piramiti'nin Planı Hakkında

    Giza Piramitleri'nde sayısız soygun ve kaçak kazı yapıldı. Ama bu piramitlerin içinde hazine yoktu; hazineden daha değerli bilgi vardı. Çünkü bilginin ömrü sonsuz idi. Bu nedenle, KHAFRE ve MENKAURE Piramitleri inşaa edilirken Büyük Piramit'in Master Planı'ndan yararlanıldı. Güya yapımı tamamlanan Büyük Piramit tüm ziyaretçilere kapatılmıştı. Ama her 2 piramitin ana ve iç tasarım planlarını çıkartmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, piramit yapımcılarının her 2 piramitte sanki KHUFU'yu anmak için bir yarış halinde olduklarını gördüm.

    Peki bu nasıl oldu?

    M.Ö. 2700'lerde KHUFU'nun babası SNEFRU, Meidum ve Daşur'da olmak üzere 3 tane piramit yaptırır. Bunlardan Medium'daki piramit ve Daşur'daki Bent Piramiti mühendislik hataları yüzünden çökünce Bent Piramiti'nin kuzeyine Kızıl Piramit yapılır. İşte bunlardan "Eğik, Eğri, Yamuk, Bükük, Çifte Eğimli vs." olarak anılan ve "Bent Piramiti" olarak bilinen piramit ilkin ZOSER'in piramiti gibi basamaklı olarak inşa edilmiş ve sonra bu basamakları düz bir piramite çeviren taşlar konulduktan sonra belli bir yükseklikteyken birkaç katman çözüldü ve piramit içe-dışa doğru çökmeye başladı. Piramit yapımcıları, bu noktadan sonra eğimi düşürerek piramiti tamamlamışlardır (Bkz. "Lanetli Piramit"). Meidum'daki piramitte ise tam bir facia oldu. Bu piramit de ilkin basamaklı olarak yapılmış ve düzleştirildikten sonra kilit taşları soyulunca sadece çekirdeği kaldı. SNEFRU'nun piramit yapımcıları, bu facia üzerine 3. piramit yapımına geçtiler. Ben bu piramitte çalıştım ve piramitin batı tarafındaki azalan koridorda bu durumu bizzat gördüm. Onlar piramitteki kısmi göçmeler sonrasında bile batıdaki azalan koridoru çaresizce tamamlamaya çalışmışlar. Azalan koridor çökmeden sonra eğimi biraz artırılarak (ki eğimin değiştiği noktada herhangi bir kırıklık yoktur) tamamlanmıştır. İşte böylece Kızıl Piramit Bent Piramiti'nin 2. parçasındaki eğimi baz alınarak sağ salim tamamlandı. Yani Bent piramitinin 2. parçasındaki eğim onlar için güvenilir olmuş (ki eğim artıkça piramit yapımı zorlaşıyordu) ve mimarlık-mühendislik hataları da giderilerek Kızıl piramit yapılmıştır. Bu piramit KHUFU'nun Büyük Piramiti için bir prototip idi. Çünkü bu piramit, dünyanın ilk gerçek piramitiydi ve bu sefer düz duvarları ve bindirme tavanları (ki bunu Büyük Piramit'teki Büyük Galeri'de görebilirsiniz) kusursuz yapılmıştı.

    Peki bu piramitleri yapanlara ne oldu?

    Ölenler öldü ama sağ kalanlar yani Survivallar, bir sonraki piramit yapımında çalıştı ya da çalışamayacak durumda iseler miraslarını bir sonraki nesle aktardılar. Bu konuda 40 yıldır Giza Piramitleri'nde çalışan Amerikan arkeoloğu Mark Lehner, SNEFRU'nun Bent Piramiti'nin sadece piramit yapımını değil, bütün bir Mısır toplumunun hayatını şekillendirdiğine inanıyor ve şunu söylüyor: "SNEFRU, büyük başladı. KHUFU da, orada daha büyük bir tane yaptı."

    İşte Giza Piramitleri bu şekilde yapıldı. Yani KHAFRE Piramiti'nde Büyük Piramit'in izlerini görünce şaşırmayın. Ama yine de KHAFRE'nın piramit yapımcılarının Büyük Piramit'in içine girip, orada ölçümler yaptıklarına dair garip bir his var içimde!

    İtalyan Mimarların Peşinde Bir Ömür!

    KHAFRE Piramiti'nin planına gelince, John Legon'un 1989'daki "The Design of The Pyramid of Khaefre" ve Leon Cooper'ın 2004'teki "Ancient Egyptian Pyramid Design: The Khafre (aka Chephren) Pyramid" çalışmalarından piramit hakkında iyi-kötü bir fikrim vardı. Ama benim esas aradığım çalışma, İtalyan mimarlar Vito Maragioglio-Celeste Rinaldi'nin 1966'daki çalışmaları olan "L'Architettura delle Piramidi Menfite Parte V: Le Piramidi di Zedefra e di Chefren, TESTO&TAVOLE" idi. İnanın bana, bu parçadaki kitapları 2004'ten beri aradım ama ulaşamadım. Bu kitapları bulabilmek için bir takla atmadığım kalmıştı. Durum o kadar vahimdi yani.

    Büyük Piramit'te ilk çalıştığım zamanlarda (2004) Perring, Smyth, Petrie vb. araştırmacıların çalışmalarından yararlanır ve www.gizapyramids.org sitesinin kütüphanesinden aldığım "L'Architettura delle Piramidi Menfite Parte IV, Testo&Tavole" kitaplarını ise bu çalışmaları anlamak için kullanırdım. Yani ölçümlerde piramitteki uzunluk birimi olan RC'nin hassaslığı M ile BI arasında olduğundan Maragioglio-Rinaldi'ye güvenmem mümkün olmuyordu. Çünkü güvence için MM'lik ölçümler gerekiyordu. Örneğin Petrie, Büyük Piramit'teki Antechamber'ın girişindeki çatının uzunluğunu 52.02 BI olarak ölçerken yüzde bir İnç yani 0.254 MM'lik hassaslıkta ölçmüştür. Bu derecedeki bir hassaslıktaki ölçüm ne Petrie'den önce ne de ondan sonra yapılamadı. İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz, Petrie'nin Büyük Piramit'te aldığı 52.02 BI=1.321308 M ölçüsü KHAFRE piramitindeki yükselen koridorun girişinde ve üst azalan koridorun sonunda ya da yatay koridorun girişinde 1.32 M olarak 2 kez, hatta 3 kez geçer (Bkz. TAV. 7/fig. 1 ve TAV. 9/fig. 1. İkincisinde 1.32 M yazmaz ama yatay koridordaki kapıda alınan 1.18+0.65=1.83 M yüksekliği ve koridor sonundaki yani yükselen koridorun başındaki 51 CM'lik çatı yüksekliği gözönüne alınırsa yükselen koridorun düşeydeki yüksekliğinin 1.32 M olduğunu anlarsınız. Ayrıca yükselen koridorun ilk parçasının sonunda 1.34 M yazılmıştır ama bu da 1.32 M olacak idi). Peki, ben az önce ne demiştim? KHAFRE ve MENKAURE piramitleri yapımcılarının sanki KHUFU'yu anmak için bir yarış halinde olduklarını söylemiştim. Yani KHAFRE ve MENKAURE piramitlerinde Büyük Piramit'teki sonuçları görünce şaşırmamız gerekiyor!

    Her neyse, ben İtalyan mimarların anılan kitaplarını her yerde harıl harıl aradım ve bu girişimlerin ancak son zamanlarda sonuç vermeye başladı. Şu şansa bakın ki Meretseger'e "Facsimile of the Rhind mathematical papyrus" kitabının fiyatı için bir e-posta yollamıştım ve bana anında (03.09.2017, 21:36) yollanan yanıta göre 800-950 Euro olduğunu ama 2014 ve Temmuz 2016'da birer kopyasının satıldığını ve ellerinde hiç kopya kalmadığını bildirdiler. Bu nedenle bana T. Eric PEET'in "The Rhind Mathematical Papyrus, British Museum 10057 ve 10058" kitabını önerdiler; ama kabul etmedim. Çünkü ilkindeki baskı, kalite ve çeviriyazılar şimdiye kadar gördüğüm en mükemmeliydi. Tabii Meretseger'e üye olduğum için oradan bana düzenli e-postalar geliyordu ve bunlardan birinde "L'Architettura delle Piramidi Menfite Parte II-VIII" seti gözüme takılmıştı ama o da satılmıştı. Bu set, AbeBooks'a göre 2657.56 $ ve Nadir Kitap'ta ise 15444 TL idi (ki Nadir Kitap, bana bu setin satıldığını 10.08.2019, 15:43'te bildirdi).

    Az önce belirttiğim gibi İtalyan mimarları ilk kez 2004'te Büyük Piramit'te çalışırken anılan sitenin "All Publication (by Author)"teki "L'Architettura delle Piramidi Menfite IV, TESTO&TAVOLE" kitaplarıyla tanımıştım. Bu kitaplardaki ilk izlenimim, Maragioglio-Rinaldi'nin sanki Petrie'yi doğrularcasına çalışmalar yaptıkları yönündeydi. Ama KHAFRE ve MENKAURE Piramitleri'ndeki diğerlerinin çalışmalarının kısmi olduklarını görünce bende ister istemez bu sete sahip olma arzusu ortaya çıktı. Yani beni İtalyan mimarlarla bir araya getiren şey, işte bu zorunluktan başka bir şey değildi. Şu şansa bakın ki bu sette aradığım V ve VI. parçalardaki kitapları 18.08.2019'da Alain Dautant'ın kütüphanesinde buldum. Yakın bir zamanda II ve III parçalarındaki kitapları oradan aldığım için ara sıra kütüphaneye uğruyordum çünkü. Yani bu çalışmaları yapabiliyorsam eğer, bu, Alain Dautant sayesinde oldu ve büyük bir masraftan ve ıvır zıvır işlemlerden kurtardı. Bu nedenle Alain Dautant'a teşekkür etmeyi bir borç bilirim! Hayır, İtalyanlara teşekkür etmiyorum. Çünkü çektiğim eziyeti Maragioglio-Rinaldi gördü!

    Fakat tüm bunlardan daha ilginç olan şey ne biliyor musunuz? İtalyan mimarlar, Mısır Piramitleri'ndeki araştırma sonuçlarını 1963-1977'de "L'Architettura delle Piramidi Menfite (Memfis Piramitleri'nin Mimarisi) Parte I-VIII" adlı kitaplarına yazdılar ve bu set ilk kez Vito Maragioglio 20.02.1976'da ve Celeste Rinaldi 05.03.1977'de öldükten sonra yayınlandı. Bu arada, her ikisine de öteki tarafta rahatlıklar ve burada da bizi ışıklarıyla aydınlatmasını dilerim!

    KHAFRE Piramiti'nin Planındaki Kritik Noktalar

    Piramitin planını Maragioglio-Rinaldi'nin TAV. 6'sındaki fig. 10 Sezione S-N çiziminde "Eski Mısır Kübitine (RC) Göre KHAFRE Piramit'nin Kuzey-Güney Kesitindeki Planı, 28.04.2020, 20:06" olarak verdim (ki bu plan orijinalde LR 6'dadır). Orada sadece genel bir plan var ve oradaki her bir yapının ayrıntılı planını (yakın plan) ilerleyen günlerde vereceğim. Yani sizin oradaki verileri anlayabilmeniz için yakın planlara ihtiyacınız vardır. Örneğin bu genel plandaki alt azalan koridor için verilen sonuçlar sizi şaşırtabilir; ama yakın planda (LR 8) bu sonuçların nasıl ortaya çıktığını teker teker gösterdim. Bu nedenle içiniz rahat olsun. Buradaki kritik nokta, yükselen koridorun 2. parçasındaki bulguma göre alt azalan koridordaki 34.15 Mx(3.57 M/9.70 M)=23.99461574...~24 RC seviyesidir (ki eğer bu sonucu görmemiş olsaydım, o zaman böyle bir şeye hiç kalkışamazdım. Yani planın çıkış noktası budur).

    Fakat bu plandaki esas kritik nokta şudur: Maragioglio-Rinaldi, "TAV. 9/Fig. 1 SEZIONE S-N GUARDANDO AW" çiziminde soldaki yükselen koridorun ilk parçasının sonunda koridorun düşey yüksekliğini 1.34 M, paralelkenar şeklindeki yapının yüzünün uzunluğunu 1.23 M ve onun tepe noktasından küçük yatay koridorun zeminine kadar yaklaşık 1 M olarak ölçtüklerini bildiriyor. Bu yüksekliklerin toplamı 3.57 M iken 2. parçanın yüksekliği 3.55 M'dir. Legon, anılan çalışmasında 2. parçanın yüksekliğini 22° lik eğim açısına göre 3.63 M olarak alır. Fakat yapımcılara göre bu, 3.57 M civarında bir sonuç idi. Çünkü orada bir yapım hatası vardı. Bu hata hakkında gerekli açıklamayı planda verdim.

    Şimdi tüm sorun bu 3.57 M'nin ne olduğu idi. Çünkü bu seviye hem yükselen koridorun 2. parçasında, hem alt azalan koridorda ve hem de üst azalan koridorda geçerliydi. Bu nedenle hem alt azalan koridorda hem de üst azalan koridorda bu belirsizliği giderebilmek için derhal araştırmaya başladım. Ancak bu belirsizliği alt azalan koridorda (LR 8) giderebilirken üst azalan koridora ilişkin "TAV. 8/fig. 1 SEZIONE S-N" çiziminde piramit kapısı önünde gösterilen taşların yüksekliklerine bir türlü anlam veremiyordum. Çünkü ilk 9 taşın tabana dik şekilde yükseklikleri toplamı 9.27 M iken 10 ve 11. taşlar üst azalan koridor eğiminde yerleştirilmişlerdi ve bunların yüzlerindeki ölçümler sırasıyla 1.36 M ve 90 CM idi. Fakat eğer bunların da tabana dik bir şekilde yerleştirilmiş olduğunu gözönüne alırsak o zaman mevcut üst azalan koridordaki zeminin en son bulduğu noktadaki seviye 9.27+1.36+0.90=11.53 M olacaktı ve Maragioglio-Rinaldi, bu seviyeyi 11.54 M olarak vermişlerdi!

    İşte bu yüzden hemen Legon'a konuyla ilgili tespitimi ve çalışmamı içeren bir e-posta gönderdim. Ama ona ilkin deneme amaçlı 25.03.2020/05:12'de kendi sitesindeki e-posta adresine bir mesaj gönderdim. Çünkü Legon ileri yaştaydı ve uzun yıllar faaliyette değildi. Tabii bir de corona-virüsün İngiltere'yi sarsması vardı. Ama aynı günün 15:44'ünde,

    "Yes, it is a genuine email address and I will be happy to answer your question

    John Legon"

    yanıtını görünce sevindim.

    Tabii ki ben bu mesajı beklemediğim için ancak akşamleyin gördüm ve derhal soruma geçtim: Ona Maragioglio-Rinaldi'nin 1966'da mevcut üst azalan koridordaki son granit taşın seviyesini 11.54 M olarak ölçtüklerini ama TAV8/Fig. 1'deki kapı önünde verilen taşların ölçülerinin bunu karşılamadığını ve oradaki taşların ölçümlerine göre bu seviyenin en iyi ihtimalle,

    (1) 9.27 M+(1.36 M+0.90 M).Cos26.5°=11.293 M

    olması gerektiğine ilişkin A3 formatında 1 sayfalık mesajımı ve bu mesajımdaki çalışmamı gösteren AUTOCAD çizimimi, Perring ve Maragioglio-Rinaldi'nin konuyla ilgili kitaplarını gönderdim.

    Legon, tahmin ettiğim gibi mesajını geç bir saatte (26.03.2020, 23:55) gönderdi ve şöyle dedi:

    "Dear D. Pamuktulum,

    According to my own measurements, the top of the granite floor at the present entrance to the Khaefre pyramid is at the level of 11.525 metres above the pavement.

    I hope this answers your question.

    John Legon"

    Bu yanıt karşısında Legon'un beni salladığını zannediyordum. Çünkü o, kübiti 0.52375 M olarak alır ve bu durumda,

    (2) 11.525 M:0.52375=22.00477326...~22 RC

    elde ediliyordu ki piramitteki hasarlı bir yapıdan böylesine net bir sonuç çıkmasının çok güç olduğunu biliyordum!

    İnanılır gibi değil, sırf 1 aydan fazla bir süredir bu seviyeyi belirleyebilmek için araştırma ve AUTOCAD'te de simülasyon üzerine simülasyon yaptım.

    Sonuç, plana göre,

    (3) (0.492 M+31.70 M+1.65 M)Sin26°30'37''-(6+23/28 RC)=22.01664760... RC=11.53252969... M

    dir. Bu ise Maragiolio-Rinaldi'nin ve Legon'un ölçümlerinin aritmetik ortalamasıdır: (11.54+11.525)/2=11.5325 M. Yani boşu boşuna zaman kaybetmişim!

    Şüphesiz, bu plan üzerinde konuşulacak çok konu var ama bu sayfanın amacını aşmış olurum. Planın ayrıntılarını ilerleyen günlerde burada hem metin (Testo) hem de AUTOCAD çizimi (Tavole) olarak teker teker vereceğim!

    Son Birkaç Söz

    Elinizdeki bu plan (orijinalde LR 6) en basitinde ziyaretçiler için bir kılavuzdur (ki piramitte ölçüm yaparak bu sonuçların doğru olduğunu görebilirsiniz) ve en derininde Eski Mısır mimarisi ve dini hakkında eşsiz bilgiler verir.

    Ayrıca bu plandaki tüm sonuçlar Eski Mısır kübitine (RC: Mısır Kraliyet Kübiti. Bkz. "SIR ISAAC NEWTON'S DISSERTATION ON CUBITS". Bu tez Newton'un ölümünden sonra yayınlandı)

    (4) 1 RC=7 El=28 Parmak

    olduklarından, yani piramitteki kuzey-güney yönündeki tüm yapıları uzunlukları ve seviyeleri (yükseklikleri) bu kübite göre, dolayısıyla kol üzerindeki parçalara göre ayarlı olduklarından benzer bir çalışma ancak 1492'de "Vitruvius Adamı" ile Leonardo Da Vinci tarafından yapıldı!

    Viruvius Adamı

    O, bu çiziminde kolları ve bacakları açık bir insanın hareket etmesi halinde hem bir çember çizebildiğini hem de bir kare çizebildiğini söyler. Bu çizimin yanında sık sık aldığı notlarda "Oranların Kanunu" ya da "İnsanın Oranları" olarak anılan insan vücudunun ölçülerini baz alır. Tıpkı KHAFRE piramitindeki gibi. Bu bakımdan planımız (orijinalde LR 6), diğer iki Giza Piramiti ve bunların dışındaki Mısır Piramitleri için bir prototiptir.

    Peki Da Vinci, "Vitruvius Adamı" çizimini yaparken aynı şeyin (insan vücudu ölçüleri) Mısır Piramitleri'nde kullanılmış olduğunu biliyor muydu?

  • 1955 yapımı "Firavunlar Ülkesi (Land of the Pharaohs)" filminin başrolündeki aktör Jack Hawkings (1910-1973), Firavun KHUFU ve ona eşlik eden Joan Collins, Prenses Nellifer rollerinde.

    Eski Mısır Dini'nde Kral sadece Devlet Başkanı değildi; aynı zamanda Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi idi. Sadece çok önemli bir adam olarak değil, Mısır medeniyetinin sürekliliği için kritik konumu olan yarı kutsal bir varlık olarak görülürdü. İşte Eski Mısır'daki Eski Krallık, 4. Hanedanlığın 2. Firavunu olan KHUFU böyle bir kimse idi. O, bir Tanrı-Kral idi ve bu yüzden hem Devlet işlerini hem de Din işlerini birlikte yürütüyordu. Eğer Büyük Piramit KHUFU'nun ölümünden önce tamamlanamazsa ruhu cennetlere yükselemez ve yeryüzüne kaos hakim olurdu.

    KHUFU, 20 yaşında tahta geçti ve piramitinin yapımı 20 yıldan fazla sürdü. Fakat Büyük Piramit'te güvenli bir Defin Odası için 3 oda yapıldı ve her seferinde güvenlik problemleri ortaya çıktı. İlkin Yeraltı Odası yapıldı. Burası eski tipte bir Defin Odası idi ve bu yüzden piramitin tabanının altında yer alıyordu. Ancak KHUFU'nun mumyası ve daha da önemlisi hazinesi mastabalarda olduğu gibi buradan kolaylıkla çalınabilirdi. İşte bu yüzden ustalar ve işçiler, Yeraltı Odası'nı daha tamamlamadan 2. bir Defin Odası yapımına giriştiler. Günümüzde bu odaya "Kraliçe Odası" denilmektedir. Kraliçe Odası'nda her şey hazırdı ve odanın kuzey ve güney duvarlarındaki hava kanalları da 70 RC'lik yüksekliğe erişmişken KHUFU'nun mezar soyguncuları takıntısı yüzünden birden vazgeçildi. Hava kanalları ustaları, anında çalışmaları durdurdular ve kuzey ve güney hava kanallarına 70 RC yüksekliğindeyken çıkışlarına birer mühürlü kapı koydular. Bu konuda Kraliçe Odası'na giden Yatay Koridor'a bakarsanız hiçbir güvenlik önleminin alınmamış, yani Portcullis'in (Engelleyici) konulmamış olduğunu görürsünüz. Bu, Kraliçe Odası'nın neden Defin Odası olamayacağına dair en büyük kanıttır. Amerikalı arkeolog George Andrew Reisner, bu odaların neden Defin Odası olamayacaklarını KHUFU'nun annesi HETEFERES I'in sarkofajını boş bir şekilde keşfettiğinde anladı. Reisner, bu konuda herhangi bir kanıt bulamamasına rağmen teorisinde tamamen haklıydı.

    Reisner'in HETEFERES I'in Lahtini Keşfetmesi

    Reisner, HETEFERES I'in mezar odasına giren ilk kişiydi. İçerde su mermerinden yapılmış büyük bir sarkofaj (lahit) vardı. Ama arkeologları bekleyen bir sürpriz vardı. Basını davet edip HETEFERES I'in sarkofajını açtıklarında boş olduğunu gördüler. Çünkü sarkofajın içinde mumya yoktu. Ama mezar bozulmamış haldeydi ve zorla girilmiş olduğunu gösteren bir iz yoktu. Reisner, bu gizemi açıklayabilecek bir teori geliştirdi: HETEFERS I, KHUFU'nun saltanatı sırasında ölmüştü ama başka bir yere gömüldü. Ama o mezar yağlanmış ve mumyası çalınmıştı. KHUFU'nun Rahiplerinin elinden sadece boş lahti yeniden gömmek gelmişti.

    Reisner, annesinin mezarının yağmalanmasının KHUFU'nun, mezar soyguncuları korkusunun bir saplantıya dönüştürdüğüne inanıyor. Bu olay piramitini ve Defin Odası'nı yeniden tasarlamasına neden oldu.

    Yakın zamanda keşfedilen bir eser, Eski Mısırlı mühendislerin piramitin güvenliğini nasıl sağladıklarını gösteriyor. Mimarların mezarların soyulmalarını engellemek için altına girdikleri iş gerçekten sıradışı: 3 boyutlu ve ölçekli bir model kullanarak geçitleri taşlarla tıkayıp Defin Odası'nı mühürleyecek dahiyane bir sistem planladılar. Bu, aynı zamanda piramitleri yapanların şaşırtıcı ve modern teknikler kullandıklarını da gösteriyor. Aslında mimarların yaptıkları günümüzdekinden pek farklı değil. Çünkü bugün bir plan yaparken CAD (tercihen AUTOCAD) modeli kullanılırsınız. Mimarlar, plandaki hataları görüp bulmak için CAD modeli yapar ve ayrıca somut bir model de yapıyorlar.

    Fakat KHUFU'nun yeni Defin Odası tasarımı karşılarına büyük bir zorluk çıkardı. Çünkü Kral Odası'nın yapımı, piramit yapımcılarının üzerindeki baskıyı daha da arttırıyordu: Kral Odası'nın ve iç geçitlerin kireç taşından değil, ondan çok daha sert olan granitten yapılmasına karar vermişti, KHUFU. Bu, soyguncuların tünel açmalarını çok daha zorlaştıracaktı. Ancak Giza'da hiç granit yoktu ve en yakın yer 900 KM uzaklıktaki Aswan idi. Granitler Aswan'da gemilere yüklenecekti ama işçilerin bakır aletleri onları kesmek için yetersiz idi. Tek alternatif, sonsuz sabır ve sonsuz işgücü idi. Taş ocağı işçileri, granitleri kesmek için dolarit taşlarını kullandılar. Bu, granitten daha sert bir taş idi ama işler yavaş ilerliyordu. Her ne kadar işler yavaş ilerlese de Kral Odası ve önündeki Antechamber tamamen granitten yapıldı. Sadece Kral Odası'nın tavanındaki 9 granit taşın ağırlığı 400 Ton'dan fazla geliyordu. Bu nedenle Kral Odası'nın çökmemesi için yukarısına 5 adet Odacık ve en tepesine de "Chevron" denilen ve ters V şeklinde bir çatı yapıldı. Bu odacıklar ve çatı Kral Odası'nın üzerindeki baskıyı alıp piramite dağıtıyor ve böylece çökmemesine neden oluyordu.

    Şimdi burada chevron çatı nedeniyle bir parantez açmam gerekiyor.

    YEŞUA'nın Kayıp Mezarı

    Kudüs'ün doğusundaki Talpiot'ta 1980'de keşfedilen YEŞUA'nın mezarının 2010'daki açılışı KHUFU'nun 2. Güneş Teknesi'nin açılışındaki gibi oldu. "Jesus'un Kayıp Mezarı" belgeselinin yapımcıları James Cameron ve Kanadalı Simchia Jacobovici ile ekibi, YEŞUA ve ailesinin yer aldığı Mezar Odası'ndaki sondaj kamerasından gelen nefes kesici görüntüleri izlediler (Bkz. "Arkeologlar, sonunda JESUS'un mezarını açtılar!"). İçeride 9 tane kemik kutusu vardı ve üzerlerinde Hristiyan figürler içeren resim ve yazılar bulunuyordu. Bunların birinde ağzında Yunus peygamberi tutan bir balık resmi var (ki Yunus peygamberin kafası dışarıda ama gövdesi balığın içindedir. Yunus peygamberin adı balığın başında "YNH" olarak yazılıdır). Kudüs'teki Yahudiler olmasa da "balık" ve "Yunus" göndermelerinin ilk Hristiyanlar tarafından kullanıldığı biliniyordu. Çünkü dev bir balık tarafından yutulduğuna ve 3 gün sonra canlı olarak kurtulduğuna inanılan Yunus'un hayata geri dönüşü, YEŞUA'nın 3 gün sonra dirilmesiyle bağdaştığı için Hristiyan dünyasında büyük öneme sahip. James Tabor ve meslektaşları, üzerinde balık ve yazı bulunan kutuları içeren mezarın YEŞUA'nın önde gelen destekçileri tarafından hazırlandığını düşünüyor. Adı en öne çıkan kişi ise, YEŞUA'nın cenazesini düzenlediğine inanılan Aramatyalı Yusuf.

    YEŞUAİSA mı?

    Aramice'deki YEŞUA ismi Grekçe'de "IESOUS" ve Latince'de "JESUS" olarak yazılırken İbranice'de ve Kuzey Arapça'da aynı şekilde yazılıyordu. Fakat ismin orijinali Eski Ahit'teki YEŞUA'dan gelir. YEŞUA, İSA'dan 800 yıl önce yaşamış ama onun doğumunu müjdelediğine inanılan bir peygamberdir (Bkz. benzer bir ayet için SAFF 6'ya). Bu durumda ismin orijinali İbranice olmakla birlikte 1. yy. Aramice'de, Judea/Galile Aramicesi'nde, Yunanca'da, Tiberyan İbranicesi'nde, geç doğu ve batı Süryanice'de, erken Arapça'da ve geç Hristiyan Arapçası'nda hemen hemen aynı şekilde yazılırken Kuran'da farklı şekilde yazılmış olduğunu görürsünüz. Çünkü erken Arapça ve geç Hristiyan Arapçası'nda bu isim "Y-Ş-U-A (YEŞUA)" şeklinde yazılırken Kuran'da Y ile AYN harflerinin yani ilk ve son harflerin yerleri değiştirilerek "I-Y-S-Y" olarak yazıldı! İşin ilginç yanı, İslami kaynaklar bu durumu kabul eder. Örneğin "İslam neden İsa ismini kullanır?" makalesinde şu bilgiler geçer: "Arapça konuşan Hristiyanlar İbranice YEŞUA'nın Süryanice'deki şekli olan YEŞU'yu 'YESU' diye telaffuz etmektedirler (G.C. Anawati, "ISA", El (Fr.), IV, 85-90)". Burada sözü edilen Arapça konuşan Hristiyanlar, İslamiyet sonrası Hristiyanlarıdır.

    Oysa bu gelenek İslamiyet öncesinden beri vardı. Çünkü erken Arapça dönemindeki Hristiyan Araplar, YEŞUA'nın kemik kutusu üzerinde Aramice yazan (bkz. YEŞUA'nın Kayıp Mezarı'ndan),

    "YEŞUA bar YEHOSEF (YUSUF'un oğlu YEŞUA)"

    ismindeki "YEŞUA" adını Arapça'da tam anlamıyla orijinal şekilde yazabiliyor ve telaffuz edebiliyorlardı. Peki kimdir bu İslamiyet öncesindeki Hristiyan Araplar? İşte bunu "Hristiyan Araplar'da ALLAH Çoşkusu" makalesinden öğreneceksiniz. Bu durumda şu sonuç çıkar: İslamiyet öncesindeki Hristiyan Araplar ve İslamiyet sonrasındaki Hristiyanlar hep "YEŞUA" yazar ve telaffuz ederlerken Kuran'da 4 Kanonik İNCİL'deki yani Yunanca'daki "Ἰησοῦς" isminin Arapça okunuşu geçer.

    Sitchin, bu konuda "Gökyüzüne Merdiven" adlı kitabının "Firavunun Adıyla Oynamak" bölümünün girişinde şöyle der: "Sahtecilik, bir ün ve servet aracı olarak ticaret ve sanatta, bilimde ve antikacılıkta alışılmadık bir şey değildir. Açığa çıktığında kayıplara ve utanca yol açabilir. Açığa çıkmadığında ise tarihi değiştirebilir. Büyük Piramit'in ve kurucusu olduğu varsayılan KHUFU adlı firavunun başına gelenin bu olduğuna inanıyoruz"

    Ama orada KHUFU'nun adını değiştirmediler; sadece arkeolojide ün kazanmak için bir sahtekarlık yaptılar!

    Mezarın Girişindeki Chevron

    Fakat YEŞUA'nın mezarında en dikkat çeken Hristiyan figürü daha mezarın girişinde sizi karşılayan chevron tipi çatıdır (Bkz. Simchia Jacobovici'nin, sol eliyle chevronu tutmasına. Kameraya adeta "buldum!" der gibi bakıyor). Ancak oradaki chevron tipi çatı tamamen dekoratif amaçla yapılmış iken Büyük Piramit'teki Giriş'te, Kraliçe ve Kral Odaları'nda dekoratif olarak değil, üzerlerindeki baskıyı azaltmak için yapıldılar. Mezar kapısının üzerindeki chevronun bir Hristiyan figürü olduğu düşünülüyor. (Bkz. "'Chevron' foiled"). Acaba bu, bir Günaha Son Çağrı mı?

    Özetle Kral Odası bu şekilde ama binbir güçlükle yapıldı. KHUFU öldüğünde (ki bu, 20+25=45 yaş demektir) cenaze işleriyle ilgilenen büyük oğlu DJEDEFRE'den başkası değildi. DJEDEFRE (Türkçe'de CİDEFRE), Rahiplere KHUFU'nun mumyasının hazırlanması için emir verdi (ki, bu 70 gün demektir); çünkü tahta o geçmişti. Sonra KHUFU'nun mumyasını Kral Odası'ndaki lahtin içine güzelce yerleştirdiler, kanopik kutular (KHUFU'nun kalbi haricindeki tüm iç organlarının içine konulduğu kutular) ve hazinesiyle birlikte defnettiler. Kral Odası'nın mühürlenmesi, Antechamber'daki 3 büyük granit blokun yere indirilmesi ve arkasından Büyük Galeri'deki yine 3 büyük granit blokun iplerinden çözülerek Yükselen Koridor'un girişini tıkamakla oldu. Tüm bu güvenlik işlerini yapanlar Büyük Galeri'de hapis kalmadılar; Büyük Galeri'nin girişinin batısında kalan Kaçış Tüneli'nden (ki Gantenbrink, buna "Servis Şaftı" der) Azalan Koridor'a indiler ve oradan da piramitin dışına çıktılar.

    Uzmanların bize anlattıkları hikaye bu (Bkz. "Keops Piramiti'nin Gizemi"). Ama gerçek bambaşka. Çünkü eğer öyleyse, o zaman KHAFRE ve MENKAURE'nın Piramitleri'nin iç tasarımlarında neden Büyük Piramit'teki iç tasarımları görüyoruz? Çünkü böyle bir şeyin olabilmesi için ya ellerinde Büyük Piramit'in eksiksiz planlarını içeren papirüslerin olması gerekiyor ya da Büyük Piramit'teki çalışanların KHAFRE ve MENKAURE Piramitleri'nde de çalışmış olması gerekir.

    İkisi de mümkün değil. KHAFRE ve MENKAURE piramitlerinin planlarından elde ettiğim bilgilere göre, bu piramitlerde çalışanlar, önceki piramit/lerin içine girip ölçüler alıyor ve tasarımını çıkarttıktan sonra kendi piramitine dönüyorlardı. Bu tasarım/ları kendi piramitinde ya aynen kopyalıyordu ya da biraz değiştirerek uyguluyorlardı. Tabii ki her ne kadar dehşet verici olsa da, KHAFRE, babası KHUFU'nun mumyasını ve MENKAURE da, büyükbabası KHUFU ile babası KHAFRE'nın mumyalarını ziyaret ediyorlardı. Yani öyle anlaşılıyor ki Giza Piramitleri son piramit tamamlandıktan sonra kapatıldı.

    İşte bunun kanıtlarını size verebilmem için ilkin Büyük Piramit'ten başlamam gerekiyordu. Çünkü KHAFRE ve MENKAURE piramitlerinin iç dizaynları Büyük Piramit'tekine bağlıdır.

    Tüm Zamanlarda KHUFU'nun Sarkofajının Defin Odaları'ndaki ve Piramitteki Konumları

    Bu konuda öncelikle şunun bilinmesi gerekiyor: Tüm Mısır piramitleri Nil'in batısında yapılmıştır. Çünkü RA'ya yani Güneş'e göre Nil'in doğusu yaşayanların yeriyken batısı ölülerin yeridir, yani Nekropolis'tir. Bu durum Giza Piramitleri'nde Merkezi Kuzey-Güney Eksenleri'ne yüklenmiştir. Buna göre KHUFU, KHAFRE ve MENKAURE'nın sarkofajları piramitlerin merkezi kuzey-güney eksenlerine göre şöyle yerleştirilmişlerdir: Tarihi kaynaklardan binbir güçlükle elde ettiğim bilgileri tasarıma dönüştürdüğüm bu planda, KHUFU'nun sarkofajının az bir farkla Büyük Piramit'in merkezi kuzey-güney ekseninin batı tarafında kaldığı sonucu çıktı. MENKAURE'nın sarkofajı zaten piramitin merkezi kuzey-güney ekseninin batı tarafında kalıyordu. Ama KHAFRE'nın sarkofajı neden piramitin merkezi kuzey-güney ekseninin doğu tarafında kalıyordu?

    Biraz sabır lütfen. Bu çalışmadan sonra KHAFRE'nın piramitinin planlarını teker teker vereceğim; hem çizim (TAVOLE) hem de metin (TESTO) olarak. Kaldı ki bu sorunun yanıtını ilk çalışmamda en açık şekliyle bulacaksınız.

    KHUFU'nun sarkofajı, 1904.

    Şimdi, KHUFU'nun sarkofajının Kral Odası'ndaki konumu yıllardır kafamda hep bir soru işareti oluşturmuştur. Çünkü tarihi kaynaklar bu konuda kesin bir bilgi vermez. Bu konuda elimizdeki en eski kayıt, geometri ve astronomi profesörü John Graves'in "Pyramidographia: Or Description of The Pyramids In Egypt, London 1752" kitabındaki P. 637'deki çizimidir (Y.N. Newton, "A Dissertation upon the Sacred Cubit of the Jews and the Cubits of the several Nations" adlı tezini Graves'in kitabındaki çalışmalar nedeniyle yazdı ama yayımlamadı. Bu tez Newton'un ölümünden 10 yıl sonra (1737) yayınlandı. Herhalde Bilim dünyasında küçük düşmekten korkuyordu, ama Büyük Piramit'teki kübitin uzunluğu hakkında oldukça isabetli sonuçlar çıkarmıştı). Graves'in izometrik çizimindeki Kral Odası içindeki sarkofajın konumu güç-bela anlaşılsa da Perring, Graves'in 1639'da gördüğü bu kritik konumlanmayı 1837'de "The Pyramids of Gizeh: From Actula Survey and Admmeasurement (Band 1): The Great Pyramid, London 1839" kitabının PLATE II/FIG. 1'de gösterdikten sonra PLATE IV/FIG. 2'de tam anlamıyla tespit etti (Bkz. diğer çizimler için PLATE IV/FIG. 1 ve PLATE III/FIG. 1). KHUFU'nun sarkofajı orada batı tarafındaki son taşın başlangıcında duruyor. Smyth'a göre bu, "Life&Work at the Great Pyramid During the Months of January, February, March and April, A.D. 1865" kitabının 112. sayfasındaki PLATE 14'teki çizimler demektir. Petrie'ye göre Kral Odası'nın zeminindeki granitler düzensizdir ama Smyth, bunların kalınlıklarını teker teker ölçtü ve AUTOCAD çizimimde onun ölçümlerini baz aldım (ki bunlar çizimde Kral Odası'nın zeminindeki 5 tane granit renginde çizgidir). Ölçümlemelere göre KHUFU'nun sarkofajının piramitin merkezi kuzey-güney ekseninin az bir farkla batısında kaldığı açık idi, ama Kraliçe ve Kral Odaları'nın doğu duvarlarının ve genelde de Koridorlar Sistemini'nin doğu duvarlarının merkezi kuzey-güney eksenine uzaklığı kesin olarak bilinmiyordu (Bkz. "The Pyramids & Temples of Gizeh" kitabının "Ch. 7. Inside of Great Pyramid" bölümüne).

    Ben yıllardır bunlara ve diğer kitaplara bakarım ama şimdiye kadar merkezi kuzey-güney ekseninin Koridorlar ve Odalar'ın doğu duvarlarından kaç kübit (RC) uzaklıkta olduğunu bulamamıştım (Y.N. İngiliz yer ölçümcülerinin çalışmalarının baştacım olduğunu "Romberg İntegrali Kronolojim 3" ün 32. sayfasındaki"Bir Çocukluk Hastalığı Olarak Emperyalizm" parçasında söylemiştim). Petrie, anılan bölümde buna koridorların ortasına göre 287 BI der ve bu sonuca ± ile bir yanılma payı ekler. Ancak Smyth, 287 BI'i Kral Odası'nın zemindeki 4. granitin sonunda hem kuzeyinde hem de güneyinde vermişti. Yani Petrie'nin baz aldığı ölçü Smyth tarafından 11, 16, 18, 19, 20 Mart 1865'teki çalışmaları sırasında zaten verilmiş idi. O zaman Petrie yeni bir şey söylemiyordu!

    Çocukluğunda Giza Piramitleri'nde yatıp kalkan ve hayatını onlara adayan Abd'el Hakim Awyan, bir keresinde şöyle demişti: "Bu piramitlerin nasıl yapılmış olduğunu kimse bilmez. Onlar geometriyle konuşur"

    Ben bu sözleri yıllar önce Youtube'daki bir videoda duyunca Abd'el Hakim Awyan'ı onaylıyordum (ki burada aklımda kaldığı kadarıyla mealen verdim). Çünkü bu piramitlerin tasarımlarını iyi-kötü biliyordum ama yetmiyordu; bunun yanında sağlam ölçümler de gerekiyordu. İşte Petrie'ye bu yüzden hep güvenirdim. Çünkü o, bu alanda tek idi. Halen onun bilimsel ölçümlerinin yanına yaklaşan kimse yok. Onun, Giza Piramitleri'nin merkezleri ve köşeleri arasındaki uzaklıkları için Üçgenleştirme Metodu'nda kullandığı 48 istasyon noktası Glen Dash ve ekibi tarafından 2016'da keşfedildi (Bkz. "Finding Flinders Petrie's Marks on the Giza Plateau"). Bu, gerçekten de heyecan verici bir keşif. Evet, Ay'daki izlerden de daha heyecanlı. Çünkü Petrie gibi bir dehayı anlamanın en iyi yolu, onun çalışmalarını bilmekten geçiyor.

    Fakat yeri geliyor bu piramitlerde ölçümler de yetmiyor. O zaman sezginiz devreye girecek. Örneğin, Kraliçe Odası'nın köşegenini bir çemberle batı duvarına döndürürseniz, bu çemberin piramitin merkezi kuzey-güney eksenine teğet olduğunu, dolayısıyla köşegenin anılan uzaklığı gösterdiğini yıllar önce biliyordum; çünkü ölçümler bunu gösteriyordu. Ama gerek Petrie'nin ölçümü (ki o, Kraliçe Odası'nın boyunu maksimumda güney tabanında 227.61 BI ölçmüştü ve bu, 11 RC + 1 Parmak'tan biraz fazla geliyordu. Gerçekte ise bu, 11 RC'den 1.5 Parmak fazladır. Yani ya Petrie'nin ölçümü yetersiz kalmış ya da daha dikkatli bir ölçüm yapmak gerekiyor orada), gerekse tembelliğim yüzünden bir türlü bu gerçeği açığa çıkaramadım (ki ortada bir iddia olmazsa tembellik yapmam son derece doğaldır). Ama bu sefer KHAFRE'nın Defin Odası için Kraliçe Odası'nın boyutlarını orijinalde tam olarak çıkartmam gerekiyordu. Yani Kraliçe Odası'nı bilmeden KHAFRE'nın Defin Odası'nda çalışmanız anlamsız olur. Çünkü bu odaların tasarımları birbirine bağlıdır. Bu gerçeği bundan sonraki çalışmamda göstereceğim. Ama MUSSOLINI aşkına, bu çalışmanın TAVOLE'sini verdikten hemen sonra TESTO'sunu vermem gerekiyor (ki "Pasaj" anlamına gelen İtalyanca'daki "Il Passaggio" kelimesinin teleffuzunu ilk kez ondan duymuştum).

    Kraliçe Odası'ındaki tüm bu hesapları ve geometrisini AUTOCAD çizimimde gösterdim. Yani orada anlaşılmayacak bir durum yok; orada her şey açık bir şekilde (hem çizim hem de açıklama olarak) verilmiştir. Orada asıl sizi şaşırtacak olan şu bulgular var:

    1. Kuzey şaftının doğu iç duvarı, odanın tam ortasını gösterir. Bu güney şaftında yapılmaya çalışılmış ama olmamış. Çünkü Gantenbrink, odanın doğu duvarının güney şaftının doğu duvarına uzaklığını 2.88 M (ki Maragioglio-Rinaldi'nin doğru ölçtükleri tek şaft bu imiş) ve kuzey şaftının doğu duvarına uzaklığını 2.90 M olarak ölçtü.

    2. Kuzey şaftının batı iç duvarının merkezi kuzey-güney eksenine uzaklığı, 9 RC'dir.

    3. Odanın batı iç duvarının merkezi kuzey-güney eksenine uzaklığı, 2 RC + Sarkofaj Genişliği'dir (ki bu bulgu, KHUFU'nun sarkofajının ilkin buraya konmak istendiğini gösterir).

    4. Eğer sarkofajı odanın batı duvarına dayarsanız, Kraliçe ve Kral Odası'ndaki sarkofajların arasındaki doğu-batı doğrultusundaki maksimum uzaklık 8 RC olur. Bu da, KHUFU'nun sarkofajının her 2 odaya da konulmak istendiğini ama en son Kral Odası'na konulmuş olduğunu gösteren mükemmel bir etkileşimdir.

  • Stanislaw Szukalski'nin "Kayıp Sanatı"ndan bir eser: Madenci. Madenci anıtı önünde verdiği poz 1939'da Varşova'da çekildi. Staj, Katowice'deki Silesian Müzesi için yaptığı bu anıt hakkında şunu söyler: "Polonya tarafından 10 metrelik bir bronz heykel yapmakla görevlendirildim". Bu anıt müzede sergilenince Varşova'daki eleştirmenler onu yaşayan en büyük sanatçı ilan etti. Bir zamanlar Michelangelo'yu çevreleyen sevgi ve saygı kadar eşsiz övgü onu da sarmalamıştı (Bkz. "Mücadele: Szukalski'nin Hayatı ve Kayıp Sanatı"). Fakat şehir 2 ay sonra Alman bombardıman uçakları tarafından bombardımana tabii tutulunca yüzlerce eserinde olduğu gibi bu anıt da yok edildi. Kendisinden Hitler ve Göring için anıtlar da bu yüzden istenmişti. Çünkü heykelleri Nazi dönemindekiler gibi "Granit Adam" tipindeydi.

    PLAN 2. Bu planı Menkaure Piramiti'nde aşağıdaki araştırmaların yapılmasını teşvik etmek için hazırladım. Çünkü Giriş Koridoru ve Azalan Koridorunun tam uzunluğunu ve yatay ve düşey izdüşümlerini bilmeme rağmen piramit platformunun bunu nasıl parçaladığı konusunda epey bir boğuşmam oldu. Bu nedenle bu plana "Plan 2" dedim. Belki de Plan 1'dir, bilemiyorum. Bunu araştırmalar gösterecektir!

    1. Piramitteki Giriş ve Azalan Koridorların Eğim Açıları. Her ne kadar bunlar tek parça da gözükse Giriş Koridoru granitle kaplandığından aşağısındaki Azalan Koridora göre eğim açısı biraz daha az olmalıdır. Tıpkı Büyük Piramit'teki gibi. Bunun için şu bulguyu verebiliriz: Kapıdan geçen 5. taş sırasının seviyesi 1+23/28 RC olması gerekirken 1+11/14 RC'dir. Hata 1+11/14-(1+23/28)=1/28 RC = 1 Parmak'tır.

    2. Kapı Seviyesi ve Piramit Platformu. Planı hazırlarken en çok zorlandığım konular bunlar oldu. Özellikle piramite giriş altındaki ilk taş ve varsa piramit platformu açığa çıkartılmalı ve Giriş Koridoru'nun seviyesi tam kapının altından alınmalıdır. Şimdiye kadar kimse bu seviye ölçümünü yapamadı. Perring (1837), Petrie (1881) ve Rinaldi (1966) zamanında piramit girişinin altı hep kum ve atıklarla doluymuş ve onlar da doğrudan ölçüm yapmak yerine dolaylı ölçümler yapıldı.

    Bu araştırmalar için size şu örnekleri verebilirim:

    2.1. Mike Haduck geçen yıl (15 Ocak 2021) piramitin granit taşlarını incelerken kapı altındaki ilk taş sırasının görünmediği görülüyor. Çünkü ilk taş sırası kumun altında gömülüdür (Bkz. "PYRAMID OF MENKAURE (A stone masons Commentary) MIKE HADUCK").

    2.2. "Granite clues to the pyramids hidden in plain sight" belgeselinde ise kumlar temizlenerek ilk taş sırasından 3 granit taş açığa çıkarılmış ve onların bombeli bir yapıda olduğu görülmüştür. Bunların altında kireç taşından yapılma piramit platformunun olup olmadığı belli değildir. Bu granitler işlenmediği yani üzerleri piramitin eğim açısına göre düzlenmediği için platformla ilişkilendirilmemiş görünür. Fakat 7:13'te kapı altındaki kumların birazı temizlenmiş ve oradaki granitlerin bir kısmı açığa çıkartılmış ve sonra ne olduysa tekrar kumlar dolmuş. Orada kapı altındaki ilk granit taşın yukarısındakiler gibi düzlenmiş olduğu görülüyor ve eğer tabanına kadar temizlenirse platformu görme şansımız olacak!

    2.3. 20 Mayıs 2009'da çekilen şu resimde (ki bu resmi bir linkle planda da verdim) ilk taş kırık bir şekilde görülüyor. Tabanına kadar temizlenen bu taşın altında platform gözükmez!

    Lazermetre Çıktı, Mertlik Bozuldu!

    Örneğin piramiti güney tarafında bulunan ortadaki uydu piramitteki (G3b), Maragioglio-Rinaldi'ye göre, azalan koridorun eğim uzunluğu 17.30 M, mevcut zeminin platformdan yüksekliği 76 CM ve eğim açısı 27° 12' iken (bkz. L'Architettura Delle Piramidi Menfite Parte VI, Tavole 13, Fig. 3, S. 13)

    Bu resim ISIDA Projesi'nden alınmıştır. Bkz. The Pyramid of Menkaure.

    resminde gördüğünüz gibi 27.9° ya da 27° 54' dır.

    Peki lazermetreyle yapılan bu yeni ölçü bize ne söylüyor?

    Şunu söylüyor: Defin odasının tabanı, piramit platformunun

    17.30 M.Sin[27.9°] - 0.76 M = 14.00353650...~14 RC

    altındadır.

    Fakat ben yine de Petrie'nin (piramitin kuzeydoğu köşesinde) ilk 4 taş sırasında aldığı seviyelere ve piramit platformunun kalınlığı için kuzeydoğu köşesindeki Petrie'nin 9 BI ve Maragioglio-Rinaldi'nin 23 CM'lik ölçülerine güveniyor ve onları fiksleyerek gerçeğe yaklaşımlarda bulundum. Buna göre eğer kapı altındaki ilk taşı açığa çıkartır, dolayısıyla ilk 4 taşın seviyelerini alır ve plandaki giriş seviyesini görürseniz şaşırmayın!

    Menkaure, 28 Yıl Hüküm Sürdü!

    Plandaki şaşırtıcı bir diğer bulgu, Menkaure'nın 2. ve asıl Defin Odası'nın tabanının piramit platformunun tam 28 RC altında olmasıdır. Bunun 1 kez değil Azalan Koridor'un eğim açısını değiştirmeme rağmen birkaç kez gördüm ve 28 RC'yi Menkaure'nın 28 yıl hüküm sürmüş olduğuna yordum. Daha sonra Mısır Kralları Listeleri'ne baktığımda Menkaure için farklı sayıların verildiğini ama Turin Krallar Listesi'nde 28 yıl hüküm sürmüş olduğunu gördüm. Ama onlar 28'i papirüsten doğrudan okuyamadılar, çünkü papirüste 4+4+10=18 yazıyordu ve 10'un üzerinde bir 10 daha olması gerektiğinden hareketle Menkaure'nın 28 yıl hüküm sürmüş olduğunu tahmin ettiler!

    Sicilyalı Diodorus'un Tahmini

    Tarihçi Diodorus M.Ö. 56-60'ta piramite geldiğinde kapının hemen sol tarafında ve 4. taş sırasında (ki onun altındaki 3. taş sırasında da vardı ama muhtemelen okunamıyordu) bir yazıt görmüş ve oradaki Mısırlılara bu yazıtın ne anlamına geldiğini sormuş. Onlar da Menkaure'nın yazın 23. günde öldüğünü söylemişler. Bunun üzerine Diodorus yazıtın orada bulunmasından hareketle Menkaure'nın piramit tamamlanamadan öldüğü çıkarımında bulunmuş. Ama bence bu, bir çıkarımdan çok bir gerçektir. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama Diodorus'un Herodotus gibi sağlam bir bilgi aldığı açık.

    Diğer bulguları aşağıdaki piramit planında görebilirsiniz:

    1. Tavole 6.4-PDF: Plana doğrudan (hızlıca) erişebilmek için bu dosyayı seçiniz.

    2. Tavole 6.4-AUTOCAD: Eğer Autocad programınız varsa rar içinde sıkıştırılmış bu dosyayı seçiniz. Bu dosyada ilkinde yapamadığınız bütün işlemleri yapabilirsiniz.

    Yine bu plan TAVOLE 4.3'teki gibi dünyada ilk ve tektir ve piramit ziyaretçilerinin elinin altında bulunması gereken bir başkaynaktır.

    PLAN 1. Bu planda giriş seviyesini (kapı seviyesi) kireç taşlarına göre ayarladım ve buna karşılık Giriş ve Azalan Koridorun eğim açısı 26º oldu.

    Peki bu plan geçerli olabilir mi?

    Olabilir, çünkü Giriş ve Azalan Koridor Büyük Piramit'teki Yükselen Koridor'a benzer, dolayısıyla onun özelliklerini taşır. Bu özelliklerin neler olduğunu aşağıdaki planımızda görebilirsiniz.

    Bunun dışında planda fazla bir değişiklik yok. Yani yukarıdaki Plan 2'deki sonuçlar bu planda da geçerlidir.

    Bu planda Plan 2'den farklı olan çalışmalar şunlardır:

    1. Giriş koridoru ve azalan koridordaki eğim açıları sabit değildir ve onları içinde bulundukları dik üçgenlerdeki 6 trigonometrik oranın aritmetik ortalaması olarak aldım. Bu durumda sizin bu koridorlarda eğim açısından çok Pisagor bağıntısına bakmanız gerekiyor. Çünkü dik üçgenleri doğrulamanın tek yolu budur.

    Bu parçada en dikkat çekici bulgu Plan 2'den beri şudur: Bilindiği Büyük Piramit'te koridorların (giriş ve yükselen koridorlar) kesim noktasından yükselen koridorun güney sonuna kadar ya da büyük galerinin kuzey kapısına kadar 75 RC'lik bir uzunluk vardır (Bkz. Tavole 4.3). Menkaure piramitinde bu uzunluk 2 parçaya ayrılmış ve küçük parçası Çin Matematiği'nde "kırık kiriş" olarak bilinen bambu problemindeki gibi yatayda 13 RC olacak şekilde kırılmış ve uzun parçası giriş ve azalan koridora bırakılmıştır.

    Bambu Çubuğu ve Petrie'nin Hipotezi

    Şimdi Menkaure piramitindeki eğimli koridorlarındaki bu tasarımı Çinliler gibi bambu probleminde ele alalım. 75 RC'lik bir bambu çubuğumuz olsun. Bunu 60+15/28 RC ve 14+13/28 RC olacak şekilde 2'ye bölelim ve küçük parçayı çubuktan ayıralım. Elimizde kalan çubuğun uzunluğu 60+15/28 RC'dir ve bu, piramitteki giriş ve azalan koridorların toplam uzunluğudur. Küçük parça ise aslında atılmadı, yatayda izdüşümü 13 RC olacak şekilde sanallaştı. Yani bu küçük parça piramitte mevcut değil ama sanalda mevcuttur. Tıpkı Petrie'nin Büyük Piramit'teki Yeraltı Odası'na giden yatay koridorda gördüğü gibi (Bkz. Tavole 4. Tav. 4, Şekil 1. Orada dik üçgenin hipotenüsü üzerinde İtalyanca "İpotesi Petrie (Petrie'nin Hipotezi)" yazar).

    Petrie'nin hipotezi şudur: Petrie anılan yatay koridorda çalışırken küçük bir parçasının yeraltı odasının içinde olduğunu görür ve bunun nedenini araştırır. Yatay koridorun tam uzunluğunun 17 RC ve taban yatay koridor olmak üzere kurulan dik üçgenin hipotenüsünün azalan koridorun eğim açısına göre 19 RC olduğunu görür. Bu yüzden buna piramitte "Sanal Pasaj" derler. Buna göre Menkaure piramitinde sanal pasajın yataydaki uzunluğu 13 RC ve hipotenüsü ise 14+13/28 RC'dir.

    Burada Smyth'ın 7 Nisan 1865 tarihli tablosundaki 25º58'47'' (ki bu, Büyük Piramit'teki yükselen koridorda, doğu tarafında, alınmış maksimum ölçüdür) giriş koridorunun ortalama açısı olan 25º58'50'' ye en yakın sonuç olarak dikkat çeker!

    2. Piramitin merkezi için 4 farklı nokta vardır:

    2.1. Vyse-Perring'e göre piramitin merkezi uzun yatay koridorun ortası ama büyük odanın biraz içersindedir. Bu durum piramiti tabanlarından değil köşe taşlarından ölçmesinden kaynaklanmıştır.

    2.2. Maragioglio-Rinaldi'ye göre merkez uzun yatay koridor sonunda yani büyük odaya girişteki eşiktedir.

    2.3. Petrie'ye göre ise merkez bu eşiğin biraz gerisindedir. Bu konuda Keith Hamilton, "The Pyramid of Menkaure, at Giza" adlı makalesinin 60. sayfasındaki şekilde bu durumu gösterir. Fakat Petrie eğimli koridorlarda neredeyse hiç çalışmadı, dolayısıyla böyle bir çıkarımı yoktur. Ayrıca Petrie'nin taban ölçüleri sıkıntılıdır. Planda piramitin tabanını düzelterek merkezi Petrie'ninkinden biraz daha geriden gösterdim!

    2.4. Goyon'un ölçümüne göre piramitin batı tabanı Petrie'nin bildirdiği gibi değil 102.20 M'dir. Bu nedenle merkez benim gösterdiğim noktadan biraz daha geriye gitmiştir!

    3. Büyük Oda'nın (Large Apartment or Second Chamber) 4 yöndeki duvarların uzunluklarını Petrie'nin ölçülerini orijinal uzunluk ölçüsü birimi olan RC'ye dönüştürerek parçalara göre gösterdim. Buna göre odanın inşaası doğu ve kuzey duvarlarıyla birlikte güney ve batı duvarlarında gerçekleşmiş olduğu anlaşılmıştır, dolayısıyla 4 yöndeki duvarların uzunluklarında farklar oluşmuştur. Yani hatalar güney ve batı duvarlarında gerçekleşmiştir.

    4. Bana göre piramitteki en büyük bulgum, Diodorus'un piramitin kuzey yüzünde M.Ö. 59'da gördüğü ve 1968'e kadar bir daha görülmeyen yazıtı tamamlamam olmuştur. Bu yazıt piramite (merdivenle çıkılan) girişte sol tarafta ve 3-4. taş sıralarında yer alır ve şu şekilde okunmuştur:

    Bu okumaya göre 4. satırın sağında hilalin altında 4 sayısı vardır. Bu, Akhet mevsiminin 4. ayının gösterir (Bkz. Mısır Takvimi. 1. mevsim, 4. ay). Onun solunda 2 tane (ters U şeklinde) 10 ve 3 tane 1 vardır. Bu da 2.10+3.1=23 gün demektir. Çünkü gün için orada Ra sembolü vardır. Fakat bu yazıtta yıl yoktur. Yani yıl olsaydı, onu mevsim ve ayın sağında görecektik. Ama yok işte!

    Yılı nasıl buldum!

    Piramitteki araştırmama göre azalan koridor piramit platformunun 18.75 RC altındadır ve bu bize büyük odanın seviyesini verir. Büyük odanın ortasındaki küçük azalan koridorun yüksekliği ise 8.875 RC ve tabanı 2. defin odasından 20 CM yüksekliktedir.

    Buna göre 2. defin odasının piramit platformuna göre seviyesi şu şekilde olur (ki burada 1 RC yaklaşık olarak 11/21 M'dir):

    0.2.(21/11) + 8.875 + 18.75 = 28.00681818...~28 RC.

    Bu sonuç 3 farklı plan yapmama rağmen her seferinde karşıma çıktı ve ben de bunu Menkaure'nın hüküm süresine yordum. Sonra Krallar Listeleri'nde Menkaure'yı aradım ve Turin Krallar Listesi'nde 28 yıl olduğunu gördüm. Fakat papirüste 10 için ters V ve 4 için 2 tane yatay çizgi vardı ve bunların toplamı 10+2.4=18 idi. Bu yüzden orada şu yorum yapılmıştır: "10 işaretinin yalnızca alt kısmı görülebilmektedir, yani yıl sayısı 18, 28 ve hatta 38 olabilir. En az 18 yıllık bir saltanat süresiyle, kayıp isim büyük olasılıkla Giza'da piramitini inşa ettiren Menkaura'ya ait olacaktır. Parça 34, Champollion'un Qq parçasının ilk satırını taşımaktadır."Sonra papirüste (hiyeratik yazıma göre) ters V'nin üzerinde üzerinde bir nokta olabileceği yani 10'nun 20 olması gerektiği tahminle Menkaure'nın 20+2.4=28 yıl hüküm sürmüş olabileceğini düşünmüşler (ki bu tahmini yapmalarının nedeni, diğer krallar listelerinde Menkaure'nın 18 yıldan fazla hüküm sürmüş olduğunun bildirilmesinden kaynaklanıyordu).

    Diğer bulgularımı aşağıdaki piramit planında görebilirsiniz:

    1. Tavole 6.4-PDF: Plana doğrudan (hızlıca) erişebilmek için bu dosyayı seçiniz.

    2. Tavole 6.4-AUTOCAD: Eğer Autocad programınız varsa rar içinde sıkıştırılmış bu dosyayı seçiniz. Bu dosyada ilkinde yapamadığınız bütün işlemleri yapabilirsiniz.

    Plan 3. Bu, Menkaure Piramiti'nin saha çalışmalarına (Vyse-Perring-1837/8, Petrie-1881/2, Maragioglio-Rinaldi-1966/7, D. PAMUKTULUM-2022) göre ilk gerçekçi planıdır. Parantez içinde geçen tüm ölçüleri plana işledim ve ne olur ne olmaz diye 2 farklı plan (ki gerçekte 5 farklı plan) çıkarttım. Buna neden olan şey, "Kaplama Taşları" adlı çalışmamdan gördüğünüz üzere piramitin girişindeki kapı altındaki granit kaplama taşlarının seviyelerinin alınmamış olmasıdır. Çünkü parantez içindeki yer ölçümcülerin zamanında piramit girişi kum ve atıkla kapalıydı ve Vyse'ın anlattığına göre piramit etrafında yapılan temizleme işlerinde yaralananlar olmuş, dolayısıyla piramitin kuzey yüzündeki devasa atığı temizlemeyi kimse göze alamamış. Ama şimdi bu atığın büyük bir kısmı temizlenmiş durumdadır. Geriye bir tek kapı altındaki ilk taş sırasının açığa çıkartılması ve anılan çalışmamdan gördüğünüz gibi ilk 4 granit kaplama taşlarının seviyelerinin alınması kalıyor. Keith Hamilton, Menkaure piramiti için 2 Aralık 2020 tarihli ve 92 sayfalık "The Pyramid of Menkaure, at Giza. A Layman's Guide" adlı makalesinde bu durumdan özellikle bahseder. Fakat planım kaplama taşlarındaki çalışmam ve diğer 2 Giza piramitindeki bulgularımla oldukça sağlamdır. Buna göre anılan bu ölçümler yapılsa bile (ki bu ölçümlerin neler olduğunu 4 maddeyle ayrıntılı şekilde planımda verdim), piramitin gerçek planı bu 5 plandan birisi olacaktır. Bu plana o kadar güveniyorum yani ve ben yaş tahtaya basmam!

    Şimdi piramitin gerçek planını ve bulgularımı aşağıdaki dosyalarda görebilirsiniz:

    1. Tavole 6.4-PDF: Plana doğrudan (hızlıca) erişebilmek için bu dosyayı seçiniz.

    2. Tavole 6.4-AUTOCAD: Eğer Autocad programınız varsa rar içinde sıkıştırılmış bu dosyayı seçiniz. Bu dosyada ilkinde yapamadığınız bütün işlemleri yapabilirsiniz.

    Not. Plandaki linklere mutlaka bakınız. Çünkü plan onlarla anlam ifade ediyor!

    Menkaure Piramiti'nin Gerçek Yüksekliği

    Yukarıdaki planlarda "Piramitin Merkezi Hakkında" parçasının sonunda geçen nottaki "Menkaure Piramiti'nin Kaplama Taşlarına Göre Yükseklikleri" adlı dosyamızı aşağıda bulabilirsiniz. Fakat bu dosyanın 2 farklı versiyonu söz konusu olduğundan şimdilik ilk versiyonu yayımlıyorum:

    1. Menkaure Piramiti'nin Gerçek Yüksekliği-Muhafazakar Versiyonu, 10.09.2022, 22:01:06.

    2. Menkaure Piramiti'nin Gerçek Yüksekliği-Laik Versiyon.

    Not. Bu dosyada yüksek mertebeden ekstrapolasyonlardan kuadratik ve kuartik ekstrapolasyonları ilk kez kullanmış olduğuma dikkat ediniz!